Hayal Gücü İktidarda!..

Hayal Gücü İktidarda!..

134 gün süren Kobanê direnişi/direnişimiz, gerici faşist DAİŞ çetelerinin yenilgisi ile zafere ulaştı. Umut kazandı!.. Örgütlülük kazandı!.. Siper yoldaşlığı kazandı!..

Bizlere bu mutluluğu ve sevinci yaşatan, yarınlara aydınlık bir gelecek umudunu muştulayan başta Kobanê şehitleri olmak üzere tüm kadın ve erkek savaşçıların asi yüreklerinden öpüyor, önlerinde saygıyla eğildiğimi belirtmek istiyorum…

Rojava devrimi; Kobanê zaferi ile sadece Ortadoğu’da değil, aynı zamanda özgüveni ellerinden alınmış, umutları karartılmış, örgütlenme bilinci dumura uğratılmış ezilen ve sömürülen dünya halkları üzerin de büyük bir sarsıntı yaratacak.

Tüm dünyanın korkulu rüyası haline getirilen ve kendinden önce saldıkları korku ile halkları emperyalist, kapitalist sistemlerin himayesine sığınmaya zorlayan politika, 134 gün süren Kobanê direnişi ile çöktü.

134 gün… Birçoklarımız için belki de çok önemi olmayan bir zaman dilimi.

Gelin hep birlikte empati yapalım…

On yıllardır birçoklarının kimlikleri bile bulunmayan, yok sayılan, ötekileştirilmiş bir toplum olduğunuzu hayal edin. Eğitimden, sosyal gelişim olanaklarından, sağlık hizmetlerinden, sosyal hizmetlerden mahrum bırakılmış bir halk olarak; ilk kez kendi kendini yöneten ve tüm olanakları ve hakları her ulus ve mezhepten insanlarla eşit paylaştığınız bir dünya inşa ediyorsunuz… Güçleriniz, olanaklarız sınırlı ama mutlusunuz. Taaki, karanlık bir bulut üzerinize yeniden çökünceye dek.

İhanete uğramışsınız… Hem de kardeşleriniz tarafından. Üzerinde yaşadığınız toprak, dört bir taraftan kuşatılmış. Bırakın savunma silahlarını, bebelerinize ilaç ve yiyecek bile içeri geçiremiyorsunuz. Zebaniler kuşatmış dört bir tarafınızı… Birisi, toprağınıza göz koymuş “benim, vermem” diyor. Biri, “başıma bela olacaksınız, komşu toprağını böldürmem” diyor. Diğeri, “benim yeni Ortadoğu planımı size bozdurmam” diyor. Bir başkaları eskiyen ve çatırdayan otoritelerini ve köleci yaşam alışkanlıklarını “değiştirtmem” diyor. Ve ardından açıyorlar vahşet kapılarını hep birlikte… Salıyorlar üzerinize vahşi hayvan sürülerini…

“Neden bu korku?.. Neden bu saldırı?.. 3,5 Milyon nüfuslu küçücük bir toprak parçasından neden, niçin korkuyorlar?..” diyenleriniz, şaşıranlarınız olmuştur.

Haklısınız!.. Ama siz, büyük bir suç işliyordunuz. Allanıp pullanarak sunulan karartılmış dünyada, egemenlerce çizilmiş yaşam çizgisinin dışına çıkıyordunuz. Yarının, yeni bir dünyanın aydınlık yüzleri olarak, kendi toprağınızda mütevazice attığınız o küçücük insanca yaşam adımlarınızla yeni bir yaşam, yeni bir Ortadoğu politikasının umut ışıkları oluyordunuz.

Bu nedenle; dünyanın ve Ortadoğu’nun tüm karanlık güçleri birleşmiş, askeri, ekonomik ve lojistik destekleri ile hayvan sürülerini besleyerek üzerinize salıyorlar. Ve siz, neredeyse el imalatı silahlarınızla direniyorsunuz. Ve yeri geldiğinde (Arin Mirxan gibi) bedeniniz silah oluyor ve patlıyor zebanilerin başında. Silahsızlık gibi uykusuzluk ve açlık, sırtınızdaki erzak oluyor. Taaki, yoldaşlarınız başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Avrupa ve dünyada, yeri yerinden oynatıncaya dek.

İşte siz 134 gün böyle direniyorsunuz!.. Her saniyesi bir tarih olan 134 gün!.. Dünyaya; “örgütlü güç yenilmez!” dedirten 134 gün!.. “Halkın örgütlenmiş gücünden daha güçlü silah yoktur!” dedirten 134 gün!.. “Enternasyonalizm ve siper yoldaşlığı en büyük cephanedir!” dedirten 134 gün!.. “Umutsuzluk öldürür. İddia ve umut büyütür, kararlılık kazandırır!” dedirten 134 gün!..

İşte bundandır 134 günün önemi!.. Önemli bir tarihe tanıklık ettik hep birlikte. Karınca kararınca emeğimizi kattık. Ve artık doğan “çocuk” hepimizin!.. Şimdi sıra O’nu büyütmekte ve geleceğini güvence altına almakta.

DAİŞ karanlığı yenilgiye uğradı. Ama onu besleyip büyütenler hala çevremizde ve tetikte. Avını beleyen yırtıcı hayvan gibi…

Kobanê şehidi MLKP’li Suphi Nejat Ağırnaslı’nın dediğini hatırlayalım; “Hayal gücü iktidara!” Evet, bu başarıldı. Hayal gücü artık iktidarda!..

Şimdi; ağır bedellerle kazandığımız ve dünyanın gözbebeği haline gelen Rojava’mızın özerkliğinin tanınması ve siyasal statü edinimi için çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan yerle yeksan olmuş Kobanê’nin yeniden inşası için kolları sıvamalıyız.

Direniş ve inşa’nın bir arada yürüyeceği bir süreç bizi bekliyor.

Rüzgar artık bizden yana!..

Kobanê’nin özgürleştiği saatlerde, Yunanistan’da emekçiler; HDP’nin kardeş parti olarak tanımladığı halkçı bir iktidar için mücadele eden Radikal Sol Koalisyon SYRIZA’yı iktidara getirdiler.

Başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin, IMF ve ECB’nin neredeyse seçimlere rakip parti olarak katıldığı Yunanistan seçimlerinde SYRIZA’nın yakaladığı başarı, sadece Yunanistan’da değil Avrupa kıtasında da yeni bir süreci başlatması bekleniyor.

Yunanistan’ı farklı ülkelerde uygulamak istedikleri politikalar için bir ‘deney’ olarak kullanan ve tek çözüm yolunun neoliberalizm ve kemer sıkma politikaları olduğunu kabullendirtmek isteyen Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB)’den oluşan troykanın yenilgisi, sosyal adalet talebinin yeniden yükselişine hizmet edecek:

90’lar sonrasında Avrupa’da vahşi neoliberal sistemin yükselişi ve solun etkisizleştirilmesi politikaları, Yunanistan seçimleri ile yenilgi aldı. Rüzgar artık sol’dan yana esiyor. Yunanistan’da iktidar olan, İspanya’da PADEMOS’la iktidara yürüyen sol, Türkiye’de de HDP ile bir çıkış çizgisi yakalama yolunda…

Bu nedenle; Haziran ayında yapılacak seçimler için şimdiden yapacağımız seçim hazırlıklarını unutmadan, Kobanê’nin yeniden inşası ve savunması için seferberliğe!..

 

CATEGORIES
Share This