Londra’daki kurumlardan çağrı

kurumlar_aciklamaLondra’da faaliyet yürüten sivil toplum kurumları ortak bir basın toplantısı yaparak Türkiye’de son günlerde artan baskı ve operasyonları protesto ettiler. 16 kurum tarafından imzalanan ortak metinde, Türkiye’nin Kürt sorununu silahlı yöntemlerle çözemeyeceği, çözüm için demokratik ve barışçıl yollar denemesi gerektiği vurgulandı.

Londra’daki 16 sivil toplum kuruluşu Türkiye’de son günlerde yükselen baskı ve şiddet ortamını protesto ederek sağduyu çağrısı yaptılar. “Barış Halkların Ortak Aklıdır” başlığı altında yapılan basın açıklamsını imzalayan kurumlar şunlar:

Bakış Beldesi Dayanışma Derneği, İAKM ve Cemevi, Fed-Bir, Kırkısraklılar Dayanışma Derneği, Britanya Barış Meclisi, Dersimliler Dayanışma Derneği, Kürt Toplum Merkezi, Halkevi, Sosyalist Kadınlar Birliği, Halk Meclisi, Roj Women, Gik-Der, Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi, Tohum Kültür Merkezi, Day-Mer ve Avrupa Kadın Hareketi.

Cemevi Başkanı İsrafil Erbil tarafından okunan ve kurum temsilcilerinin de hazır bulunduğu basın açıklaması 13 Kasım Cumartesi günü Gik-Der salonunda yapıldı.

ALEVİ ÇOCUKLARINA İŞKENCE YAPTINIZ AMA ASİMİLE EDEMEDİNİZ

Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlere sesleniyoruz diye başlayan basın açıklamasında şöyle denildi:

“Şiddet, silah, bomba, işkence gibi insanlık dışı araç ve yöntemlerle yıllardır devam eden ölümleri durduramadınız, öğrencileri susturamadınız. Alevileri, Dersim, Maraş, Çorum, Gazi katliamlarıyla bitiremediniz. Zorunlu din dersi adı altında kendi din anlayışınızla Alevi çocuklarına işkence yaptınız ama asimile edemediniz. 1 Mayıs alanlarını yasaklayarak işçilerin ve emekçilerin taleplerinin önüne geçemediniz. İnkar ve imha politikasıyla Kürtleri yok edemediniz. Dolayısıyla devletin aynı yöntemlerde ısrar etmesi asla iyi niyetle açıklanamaz.”

KÜRT HALKINI ANLAMADAN SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ

Basın açıklamasında devamla şu görüşlere yer verildi:

“Kürtlere karşı yapılan tüm operasyonları ve gelişmeleri bir bütünlük içinde değerlendirmek yerine ‘Abdullah Öcalan, PKK, KCK, DTP, BDP, taş atan çocuklar, kepenk kapatan esnaf, eylem yapan kadınlar, cami kullanmayan cemaat’ şeklinde ayrıştırmakla sadece gerçekleri bilmeyen bir avuç insanımızı kandırmanın ötesine gidemezsiniz. Sorunu çözemediğiniz gibi, yetişmekte olan yüz binlerce Kürt gencini de devlete düşman edersiniz ve bunun devamında ise Ortadoğu coğrafyasında yaşananların, Türkiye’de yaşanılması da kaçınılma hale gelir. Kürt halkını anlamadan taleplerini dinlemeden, yapılan tüm yorumlar, ya da ‘terörist’ söylemleri sadece devlet güçlerinin Kürt sorununu çözmek istememesinden kaynaklıdır. Farkındayız ya da değiliz ama gerçek olan, artık Türkiye’de bir ‘Türklük’ sorunumuzun da olduğudur. Çünkü Türklük tarifi artık ‘Kürt düşmanlığı’ üzerinden yapılıyor ve bunun altı yapısı yıllardır, eğitim sistemi, medya, siyasiler ve asker yani devlet tarafından inşa edilen Kürt düşmanlığıdır. Yani devlet bu süreçte bir nefret suçu işlemiştir, ayrımcılık yapmıştır ve görevini kötüye kullanmıştır.”

AVRUPA’DA PROVAKATİF GÖSTERİLER YAPILIYOR

Basın açıklamasında son dönemde artan provokasyonlara da dikkat çekilerek şu konuların altı çizildi:

“Bu ülkede gençler ölmeye devam ederken barış ve kardeşlik söylemlerinin, demokratik açılımlarının anlamı yoktur. Kara gözlüklerin arkasına sığınıp asker cenazelerinde ve ekranlarda hamaset nutukları atmak yerine, akıl ve vicdan yerini öfkeye terk etmeden, gereken her türlü siyasi ve ekonomik tedbirler alınmalıdır. Bu ülkede kardeş kanı akmasına son verilmelidir. Ayrıca halkların kardeşliğini pekiştirmek istediğimiz bir zamanda, Almanya’da, Hollanda’da, Avusturya’da, Fransa’da devletin ve gericilerin desteklediği Türkiyeli Faşist-ırkçı gruplar Türk-Kürt ve halkımızı birbirine düşürmek için provokasyon gösterileri yaptılar. Aynı çevreler benzer bir gösteri için Londra’da da hazırlık yaptığının duyumunu almış durumdayız. Bu provokasyonlar derhal durdurulmalıdır.”

TAGS
Share This