REFERANDUMDA SON DÖNEMECE GİRİLDİ

REFERANDUMDA SON DÖNEMECE GİRİLDİ

Britanya, 5 Mayıs’ta seçim sisteminin değişip değişmemesini belirleyecek bir referanduma gidiyor. Hükümette ciddi çatlaklara yol açması beklenen hararetli referandum kampanyalarının hız kazandığı bir dönemde mevcut sistemle Liberal Demokratlar’ın istediği Alternative Vote sisteminin farklarını ve partilerin yaklaşımlarını sizler için derledik.

Geçen yıl gerçekleşen genel seçimlerin ardından Liberal Demokrat Parti’nin vaad ettiği seçim sistemi reformu için geriye sayım başladı. Liberal Demokratların ülke genelinde adaletsiz bir temsil yarattığını iddia ettiği mevcut First Past The Post (FPTP) sistemine karşılık 5 Mayıs’ta Alternative Vote (AV) sistemi oylamaya sunulacak.

FPTP’NİN OLUMLU YANLARI

Britanya’da mevcut First Past The Post sistemi dünayada en yaygın olarak kullanılan seçim sistemlerinden biri. Amerika’da da kullanılan bu sistem, kazananın tüm hakları alabileceği ilkesi üzerine kurulu. Sistemi savunanlar, bunun basit ve anlaşılır, aynı zamanda ekonomik bir yol olduğunu düşünüyor. Sistem ayrıca seçmene istediği parti hangisiyse ona desteğini verme imkanı tanıyor. Sistemin ekonomik bulunmasının yanında oy sayımında bir kargaşa yaratmadığı için de destekleyenler var. FPTP ayrıca güçsüz olarak kabul edilen koalisyon hükümetlerini engellediği ve tek parti iktidarlarına yolu açtığı için de destekçi buluyor.

MEVCUT SİSTEME ELEŞTİRİLER

Ancak FPTP, yalnızca iki büyük siyasi parti olan İşçi Partisi ile Muhafazakar Parti’nin mecliste çoğunluk sağlamasına olanak tanıdığı, başka siyasi partilere milletvekili kazanma imkanı bırakmamakla eleştiriliyor. Seçim bölgesi esaslı tek turlu çoğunluk sistemi olarak tanımlanan FPTP’ye yöneltilen eleştirilerin başında, bölgesel temsili sağlarken, ülke genelindeki toplam oyların temsilinin Parlamento’ya yansımasına engel olması. Sistem, bir kentte veya seçim bölgesinde en fazla oyu alan partiye endeksli. Buna göre herhangi bir seçim bölgesinde bir siyasi parti diğerlerine oranla bir oy bile daha fazla aldığunda partinin ülke genelindeki başarısı dikkate alınmaksızın parlamentoya o partinin adayı gidiyor.

KÜÇÜK PARTİLER YER BULAMIYOR

Bu durum, seçim bölgeleri açısından kuvvetli olan siyasi partilerin lehine iken, ülke genelinde dağınık bir şekilde oy potansiyeline sahip diğer partilerin aleyhine gerçekleşiyor. Örneğin ülke genelindeki oy oranı çok yüksek de olsa Liberal Demokrat Parti, belli seçim bölgelerinde birinciliği elde edemediği için milletvekili sayısı açısından geride kalıyor. Bu sistemi baz alarak partiler arası bir karşılaştırma yapan YouGov şirketi, olası bir seçim durumunda İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar ülke genelinde yüzde 28 gibi eşit bir oy oranına sahip olduklarında bile İşçi Partisi, Liberal Demokrat Parti’den 84 daha fazla milletvekili çıkarıyor. Sistem iki büyük parti dışında kalan küçük siyasi partilerin parlamentoda kendilerine yer bulmasını neredeyse imkansız hale getirdiği yönünde eleştirilere uğruyor. Başbakan David Cameron ve partisi Muhafazakar Parti bu sistemin korunmasından yana.

LİBERAL DEMOKRATLARIN İSTEDİĞİ SİSTEM

Liberal Demokratların talep ettiği, İşçi Partisi’nde de başkan Ed Miliband dahil çok sayıda destekçisinin bulunduğu Alternative Vote ise her seçim bölgesinde kazanacak milletvekili için bir tür baraj öngörüyor. Şu anda İşçi Partisi ile Liberal Demokrat Parti’nin başkanlık seçimlerinde uygulanan sistemde, kazanacak adayın seçim bölgesindeki oyların en az yüzde 50’sini alması şart koşuluyor. Buna göre adaylar bu orana ulaşana kadar seçmen oy kullanıyor ve etaplar şeklinde gerçekleştirilen oylamalarda geride kalan adaylar yarıştan düşüyor. Uygulamada oy pusulasında tüm adayların isimleri yazılı oluyor. Seçmen de buna göre ilk, ikinci, üçüncü ve diğer önceliklerini belirtecek şekilde oy pusulasına işaret koyuyor. Yapılan bu tercihlere göre yapılan sayımda eğer bir aday diğer tüm adayların aldığının toplamından fazla oy almışsa kazanmış sayılıyor. Eğer böyle bir durum sözkonusu olmamışsa bu süreç tekrarlanıyor.

ALTERNATIVE VOTE’A ELEŞTİRİLER

Sisteme yönelik temel eleştirilerden biri, kendi tercih ettiği adayı kaybeden seçmenin gerçekte istemediği bir aday için de oy kullanmaya yöneltilmesi şeklinde. Aynı zamanda diğer yöntemle karşılaştırıldığında karışık bulunan Alternative Vote, koalisyon hükümetlerin doğmasına yol açacağı yönünde de eleştiri alıyor. Ancak sistemin taktik oylamayı engelleyeceği ve seçmenin ilk etapta istediği adaya oyunu verebileceği nedeniyle de sistemi destekleyenler var.

PARTİLERİN REFERANDUM YAKLAŞIMLARI

MUHAFAZAKAR PARTİ: Muhafazakâr Parti seçim sistemi ile ilgili referandum yapılmasını istedi ancak Başbakan David Cameron dâhil birçok milletvekili değişime karşı kampanya yürütüyor ve mevcut sistemin sürmesinden yanalar. Muhafazakarlar, First-past the post (mevcut sistem) sisteminin daha istikrarlı hükümetlere yol açtığını ve milletvekilleri ile seçim bölgeleri arasında direk bir bağ kurduğunu savunuyorlar. 2010 yılında yapılan seçim kampanyalarında birçok milletvekili adayı seçim sisteminin değişmesi halinde koalisyon hükümetleri çağının başlayacağı konusunda uyarılarda bulundular.

İŞÇİ PARTİSİ: İşçi Partisi lideri Ed Miliband referandumda “evet” kampanyasını destekleyeceğinin işaretlerini verdi. Yeni sistemin daha adil olduğunu düşünüyor. Gordon Brown, geçen yıl Mayıs ayında yapılan seçimlerde Lib-Dem ile koalisyon görüşmeleri sırasında seçim sistemi konusunda referanduma gidilebileceği teklifini yapmıştı. Partinin önemli bazı isimlerinin AV sistemini desteklemesine rağmen parti mevcut sistemin devam etmesinde ısrarlı.

LİBERAL DEMOKRAT PARTİ: Lib-Dem referandumda “evet” kampanyasını yürütüyor ve AV sisteminin en güçlü savunucusu. Uzun süreden beridir mevcut seçim sisteminin adil olmadığını ve seçmen iradesinin tamamen meclise yansımadığını söyleye geldi. Lib-Dem İşçi Partisi’nin 2005 seçimlerinde yüzde 35 oy oranı ile iktidara geldiğini söylüyor. Liberaller, AV’nin daha adil olduğunu düşünüyorlar.

BİRLEŞİK KRALLIK BAĞIMSIZLIK PARTİSİ (UK İNDEPENDENT PARTY): Partinin yönetim organı seçimlerde “evet” oyu kullanılması kararı almasına rağmen parti içinde bu konuda tam bir görüş birliği oluşturulamadı. Lider Nigel Farage mevcut sistemi kâbus olarak değerlendirirken AV’yi çok az değişiklik yapılmış bir sistem olarak ele alıyor.

BRİTANYA ULUSAL PARTİSİ (BNP): Irkçı ve göçmen karşıtı görüşleriyle öne çıkan BNP, AV sisteminin mevcut sistemden daha adaletsiz olduğunu düşünüyor. Başka bir sistemi destekliyorlar.

İNGİLİZ DEMOKRATLAR: AV sistemini yeterli görmemekle beraber destekleme kararı aldılar. Bunun adil bir seçim için önemli bir adım olacağını düşünüyorlar.

HIRİSTİYANLAR BİRLİĞİ: Chiristian Peoples Alliance (CPA) “evet” kampanyasını destekliyor.

RESPECT: Mevcut sistemi anti demokratik ve diktatör yal olarak görüyor ancak AV sistemine de karşı kampanya yürütüyor. “Direk eşitlik” adını verdikleri bir sistemi destekliyorlar.

JURY TEAM: AV sistemini abartılı buluyor ve seçim sistemlerinin milletvekillerinin bağımsız hareket etmesini getirmeyeceğini savunuyorlar.

KOMÜNİST PARTİ: AV sistemine muhalefet ediyor. Başka bir seçim sistemi öneriyorlar.

İSKOÇYA ULUSAL PARTİSİ (SNP): SNP, yaptığı bazı tartışmalardan sonra referandumda “evet” kampanyasını yürütmeye karar verdi. AV seçim sisteminin daha demokratik olduğunu düşünüyor. SNP, çok adaletsiz bir seçim sistemi ile biraz daha demokratik olan yeni bir sistem arasında seçim yapmak zorunda kaldıklarını ve AV sistemine “evet” demeye karar verdiklerini belirtiyor.

GALLER ULUSAL PARTİSİ (PLAİD CYMRU): Plaid Cymru, AV seçim sistemini destekliyor ancak kampanyada aktif rol almayacak, çünkü Galler Ulusal Meclisi seçimlerine yoğunlaşıyorlar.

KUZEY İRELANDA PARTİLERİ: İrlanda Meclisi için seçimlerle referandumun aynı güne denk gelmesi İrlandalı partilerde endişelere neden oldu. SDLP (Sosyal Demokrat ve İşçi Partisi) “evet” kampanyasını destekiyor. Sinn Fein de taraftarlarına “evet” oyu kullanmaları çağrısında bulundu. Alliance Party de AV sisteminin kendi yararlarına olduğunu düşünüyor. Demokratik Ulusalcı Parti (DUP) ise “hayır” kampanyasına katılıyor ve eski seçim sistemini savunuyor.

CATEGORIES
Share This