Sümer Erek’ten yeni bir sanat projesi : İncir Ağacının Altında

Sümer Erek’ten yeni bir sanat projesi : İncir Ağacının Altında

YAŞAM, SANAT VE ÖTESi
Sümer Erek, ilk adımlarını 2017 yılında attığı çalışmalar dizisine, pandemi koşullarının sınırları ve psikolojisi içinde, boyut değiştirerek  ve yeni katmanlar ekleyerek üretmeye ve toplumla paylaşmaya devam ediyor.
Erek, özelikle covid salgınının, yaşamı, ölümü, sanatı ve ötesini bir çok düzlemde düşünmesine neden olduğunu ve içinde bulunduğumuz tecrit durumunun sanatsal üretimini daha da çok perçinlediğini belirtti. Bu sebeple bilincinde berraklaşan sanat anlayışının kendini ‘Yaşam, Sanat ve Ötesi’ sözcükleriyle dışarı vurduğunu ifade eden Kıbrıslı sanatçı: “Ancak, salgın sadece bu dönemde yaptığım çalışmalarımı değil, geçmiş çalışmalarımı da bu kavram içerisinde kucaklamamı ve anlamamı sağladı” dedi.
Yaşamı sanata, sanatı yaşamın içine taşıma serüveninde, üretim sürecinin açıklığı, samimiyeti ve cesareti içerisindeki yolculuğun bir çok yeni çalışmasında beden bulduğunu, Süheyla’nın Müzik Dünyası’nın bunlardan sadece bir tanesi oldugunu belirten Erek’in, çok düzlemli sanat dallarından oluşan bu çalışmasını Kasım ayının ilk haftasında Shacklewell Lane Camisinde izleyici ile buluşturdu.
Çalışma üç önemli kaynaktan beslenmektedir.
Bunlardan ilki İngiltereye göç etmiş Kıbrıslı Süheyla Hanım’ın 1960’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar Londra’da açtığı ilk Türkçe müzik dükkanıyla alakalıdır.
Süheyla, Anadolu ve Kıbrıs kökenli insanlara kendi kültürlerine ait müzikleri ulaştırmanın, farklı kültür ve sanat unsurlarına ilgi duyan Ingilizlerin Anadolu müzik kültürüyle tanışmalarını sağlamanın aracısı; bir başka deyişle de nacizane bir müzik ve kültür elçiliği yapmanın kısa adıdır.
Çalışmanın ikinci boyutunu da Erek şu sözlerle ifade etmektedir;
“Geldiğim topraklarla, geçmişimle, çocukluğumla özdeşleşen ‘İncir Ağacı Altında’ tanımı, yaşamakta olduğum bu topraklarda da kök saldı, Atölye ve evim arasındaki bahçeyi kaplayan incir ağacı, üretim ve yaşam alanımın altını oluştururken ayni zamanda insanlık ve sanat anlayışımı, ‘Yaşam – Sanat’ bağlamının ötesini arayışımın zeminini oluşturdu” ifadesini kullandı.
İncir ağacının mitsel ve teolojik anlamlarının çokluğu, meyvasının doyuruculuğu, kök ve dallarının yayılım biçimleri; toprak veya diğer bitki ve hayvanlarla kompleks ilişki biçimi; hayata dair zengin metaforlar sağlaması sanatçının üretim ve yaşam pratikleri ile paralellikler sağlamaktadır.
Mekanı çalışmanın bir bileşeni haline getirme adına alışıla gelmiş, düz, nötr sanat mekanları yerine insanın varoluş hikayelerine uyan bir mekan seçmek çalışmanın üçüncü boyutunu sağlamaktadır.
İnsanlığın geçmişine ve geleceğine doğru olan yolculuğunu vurgulayan özellikleri barındıran mekanları tercih etmek istediğini belirten Erek, Shacklewell Lane Camisini çalışmanın ruhuna uygun bir mekan olduğu için seçtiğini ifade etti. “Tribute” yani; anma, yüceltme ve saygı anlamına gelen ve tam da Süheyla’nın Müzik Dünyası’na uyum sağlayan bir atmosfere sahip olduğu için bu mekanı önemsediğini ekleyen Erek, ‘’…çalışmanın ilerleyen tarihlerde zaman ve mekan diyalektiğine bağlı olarak değişik betimlemelerle izleyicileri ile buluşacağını’’ belirtti.
Eskiden bir Sinagog olan caminin kubbesinin altına düzenlenen çalışmada kök ve gövdesi farklı ağaçlardan, üst tarafıysa incir ağacının yaprak ve dallarından olusan üç farklı ağacın birleşiminden meydana gelen bir tek ağaç bulunmakta. Ağacın altında, ayna, merdiven ve müzik dükkanından geriye kalan kültür ve müzik mirası diyebileceğimiz fakat günümüz modern dünyasında kullanımını yitirmiş olan yüzlerce teyp kasetinin hayata döndürülmesi ile sahneyi saran yedi adet kaset kulesi bulunmaktadır.
Çalışmada simgesel anlamları olan ayna, merdiven gibi somut veya yedi, üç gibi soyut nesneler ve malzemeler de kullanan sanatçı, çalışmayı farklı kültür ve altyapılardan gelen bir grup profesyonel müzisyen sanatçının performansı ile harmanlamaktadır.
Doğu ve Batı enstrümanlarında ustalık sahibi müzisyenlerin konuk sanatçı olarak sahneye davet edilmesi ve çalışmanın bir parçası olmalarıdır. Sahnedeki kuleler arasında dolanan müzisyenlerin doğaçlama olarak yaptıkları müzikler, sergilenen görsel şöleni ayinsel bir ritüele dönüştürmektedir. Süheyla’nın Müzik Dünyası çalışmasına müzik performansıyla katılan sanatçılardan biri olan Hakan Kilman hissettiklerini şu cümlelerle ifade etmektedir: “Birbirinden değerli müzisyenler ile sahne aldığım bu projede, yüzlerce müzik kaseti arasında geçmişe ait müzikleri keşfetmek ve müzik eğitimimde bana inanılmaz katkıları olmuş birçok müzik albümünü tekrar görmek, bana tarifsiz duygular yaşattı ve performansımda ilham kaynağım oldu.’’
Süheyla’nın Müzik Dünyası, çok disiplinli bir performans olarak;  kimi zaman bir happening, kimi zaman bir dini ritüel kimi zaman da hem enstelasyon hem de dokümanter bir sergi olarak, interaktif buluşmalar yaratarak farklı zaman ve mekanlarda yolculuğuna devam edecektir.
Süheyla’nın Müzik Dünyası
(04-11-2020 –TRIBUTE)
YAŞAM, SANAT VE ÖTESi
“incir Ağacı Altında”
Enstelasyon, Performans, Doğaçlama,Müzik.
Çok yönlü proje çalışması: 
Sümer Erek
Mekan:
Shacklewell Lane Camii
Müzisyenler:
Cabbar Boziye – Perküsyon, Solist(TR)
Hakan Kilman – Trombon (TR)
Zeki Fuat – Saz (TR)
Pouya Mahmoodi – Elektro Gitar (Iran)
Matt Webb –  Kontrbas  (UK)
Basel Hariri – Keman (Syria)
Pepe Taglieri – Kalvye(Italy)
Amine Lgnawi – Gimbri, Solist (Morocco)
Evan Bleach – Klarnet (UK)
Performans:
Sümer Erek
Erkin Güney
Selma Gilgil
Ipek Özerim
Barış Çeliloğlu
Zehra Doğan
Diren Demirtaş
Craig Salmon
Onur Erem
Proje Yazısı:
Hakan Kilman
Wenda M. Koyuncu
Sümer Erek
Basın:
Zeynep Dalkıran
Sümer Erek Studio Asistanları: 
Selma Gilgil
Niamh Lynch
Etkinlik Asistanları: 
Sadun Gengel
Gülistan Sarbas
Ses Yönetmenleri:
Şahan Satış
Murat Çakır
Halil Kurtulmuş
Film & Fotoğraf: 
Niamh Lynch
Sümer Erek
Selma Gilgil
CATEGORIES
Share This