Yerel seçimler ve olması gerekenler…

Yerel seçimler ve olması gerekenler…

 

Uzaklarda olsak da hepimiz ülkede yapılacak yerel seçimlere ilişkin gelişmeleri takip ediyoruz. Bir kısmımız merakını gidermeye çalışırken, bir kısmımız da kendilerine görev çıkarıyordur. Hiç kuşkusuz bu, doğru ve olması gereken bir tutum.

İster politik nedenlerle, isterse de ekonomik nedenlerle gelmiş olalım, hepimiz ülkede yaşama şansımızı kaybettiğimiz için buralardayız. Hiç kuşkusuz, bizi buralara taşıyan koşullar ortadan kalktığında hepimizin yüreğinde yatan, ülkede yaşamak olacaktır. Bu nedenledir ki ülkedeki her gelişmeye yüzümüzü ve yüreğimizi dönmemiz tamamen doğru.

Fakat buradan, yaşadığımız coğrafyaların sorunlarına kulaklarımızı, gözlerimizi kapamamız anlamı çıkarılamaz. Aksine, bulunduğumuz coğrafyalarda ne kadar güçlü olabilir, yerli işçi ve emekçilerle ve onların sendikal ve siyasal örgütleri ile ne kadar yan yana, omuz omuza olabilirsek o kadar ülkedeki eşitlik ve özgürlük mücadelesine yararımız olacaktır.

Irkçılığın, ayrımcılığın bu kadar arttığı, yasalara girmeye başladığı, devlet kurumlarınca göçmenlere yönelik “geri dön” kampanyalarının örgütlendiği, “kelle avcılığı” yaptırıldığı bir zaman diliminde yerli sınıf kardeşlerimizle bir araya gelmek, birleşik mücadeleyi örmek oldukça önemli.

Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimler, bu nedenlerle önemlidir. Gerek ırkçılığa, ayrımcılığa karşı mücadele bakımından ve gerekse de dünya halklarına yönelik emperyalist saldırganlığa, işçi ve emekçilere yönelik politik, örgütsel ve ekonomik saldırılara karşı yerli işçi ve emekçilerle yerel seçimler üzerinden buluşmak, mücadeleyi ortaklaştırmak mümkün.

Türkiye’den farklı olarak İngiltere’de yerel yönetimler, meclis örgütlenmeleri daha kolektif ve işlevsel özelliktedir. Genel politikanın belirlenmesinde de özel bir yere sahiptir. Yerel yönetimlerin yetkileri arasında ilk ve orta dereceli eğitim ve sağlık hizmetleri gibi hizmetler de bulunur.Merkezi olarak belirlenen politikaların yerellerde hayata geçip geçmemesi yerel yönetimlere bağlıdır. Örneğin merkezi hükümet eğitim ve sağlıkta kesinti programı kararı alsa da yerel yönetimler buna direnebilir ve kendi alanlarında bu politikaları hayata geçirmeyebilirler.

İşte bu nedenle burjuva partiler yerel yönetimleri ele geçirmek için özel çaba harcarlar. Bunu, genel politikadaki yerlerini güçlendirmek, yerel yönetimler üzerinden politik etkilerini arttırmak açısından önemserler.

Bu bakımdan deyim yerindeyse bütünü ele geçirmek için parçadan olmaktan da vazgeçmezler. Tıpkı İşçi Parti’nin yaptığı gibi. Dünya halklarını sömürgeleştirmeye çalışan, topraklarını işgal eden İngiliz emperyalizminin çıkarları için milyonlarca işçinin karşı çıkmasına, protestosuna rağmen hükümet olduğu dönemde savaşa devam eden İşçi Partisi’nin kendi listelerinden göçmenleri aday göstermesi tamamen bir aldatmacadır. İşçi ve emekçileri, göçmenleri kendi silahları ile kendilerini vurdurmaya çalışmasıdır.

Avrupa’da politikaya müdahalenin önemli bir yolunun yerel seçimlerden geçtiğini özellikle belirtmeliyiz.Bu nedenle burjuva düzen partilerini güçlendirici rol oynayabilecek, yerli sınıf kardeşlerimizle ilişkilerimizi baltalayacak politikalardan uzak durmak durumundayız.

Kesinti programlarına, işten çıkarmalara, ırkçı ve ayrımcı politikalara karşı 2010 yılında burjuva düzen partilerine karşı alternatif olarak kurulan Sendikacılar ve Sosyalistler Koalisyonu (TUSC) ezilen ve sömürülen göçmenler için en iyi alternatiftir.

Üstelik, TUSC adına seçimlere katılan kurumların, sendikacıların ve sosyalistlerin kendi özerk kampanyalarını yürütme hakları da bulunuyor. Ayrıca tüm adaylar, çalışma yürütülen ve seçim kazanılan her bölgede TUSC’un ana taleplerinden biri olan sosyalizmi savunmakla yükümlüdürler.

İçerisinde Demiryolu Sendikası (RTM), Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmen örgütlerden GİK-DER, sendikacılar, değişik dernek ve örgütlenmeler, Sosyalist İşçi Partisi ve Sosyalist Parti gibi İngiltere partilerinin de yer aldığı TUSC, 2010 yılından bu yana yüzlerce aday ile yerel ve ara seçimlere katılıyor. Tüm medya sansürüne rağmen bazı bölgelerde seçimleri de kazanan TUSC, 2012 yılında oy oranını 6.2%’ye çıkarmış bulunuyor.

Ezilen ve sömürülenlerin kürsüsü olabilecek TUSC adayları etrafında yerel seçimlerde aktif rol alınması temennisi ile…

 

CATEGORIES
Share This