Alevilik Nedir? X

Alevilik Bir Dindir

….

Eğer Aleviliği tanımlamak gerekirse;

Alevilik, tarihsel süreç içerisinde çeşitli isimlerle anılan, dini ve felsefi olarak kökleri antikçağa uzanan panteist karakterli bir dindir. Dini ve felsefi olarak  Hint panteizmi ve Yunan felsefesi ile ortak özelliklere sahiptir. Bir  tek koruyucusu olmadığı gibi, bir peygamberi ve kitabı yoktur. Tarihi süreç içerisinde topluma önderlik etmiş dini ve  felsefi olarak mürşitleri, pirleri ve ozanları vardır.

Aleviliğin Tanrı anlayışı panteistdir.

Kutsalı Xızır’e Qal -Bozatlı Hızır’dır.

Orucu üç günlük Xızır orucudur.

İbadeti; Alevilik’te insana hizmet en büyük ibadet sayılır. Muhabbete dayanır. Toplu olarak Cem yapılır. Ziyaret denen  kutsal mekanlar ve türbeler ziyaret edilir. İbadette katı kurallar, şekil ve zaman yoktur. Herkes kendinden sorumludur, kimse kimsenin inancına veya inanmadığına karışmaz. Önemli olan doğaya ve canlılara karşı saygılı olmaktır.

Aleviliği tanımladıktan sonra şimdi bazı yazarların üzerinde durduğu ve bir kısım okuyucunun merak ettiğini düşündüğümüz Alevilik ve halife Ali ilişkisine bakalım.

Alevilik ile Halife Ali arasında bir ilişki var mıdır? Varsa nedir?

Eldeki belgelere bakıldığına 16.yüzyıla kadar Alevilik’de Ali kültüne rastlanılmamaktadır.  16.yüzyıldan önce Alevi şiirlerinde dini ve felsefi olarak Aleviliğin panteist karakterini işleyen şiirler vardır. 11. yüzyılda yaşayan ve Kürtçe’nin Lur lehçesiyle yazan Baba Tahir Uryan, 13. yüzyılda yaşayan Yunus Emre ve 14. yüzyılda yaşamış Kaygusuz Abdal  ve Nesimi en yetkin eserlerini vermişlerdir.

‘’Bir ah çekerim, felek haberdar olur

Bir ah çekerim, deli gönül del’olur

Bir ah çekerim, Mansur berdar olur

Ve bir ah çekerim, Mansur ,, Ene’l Hak’’ olur.’’ Baba Tahir Uryan (Akt.,Bayrak 2011, s.162)

 

“Ezel benem ahir benem

Canlara can olan benem

Azıp yolda kalanlara

Hazır medet eden benem.’’ Yunus Emre

 

‘’Her nere ki baktın ise anda sen Allah’ı gör

Kançeri kim azmi kılsan semme vechullah’ı gör

Bu ikilik perdesinden geç hicabı refi kıl

Gel bu birlik vahdetinden bak bu sırullahı gör’’ Nesimi

 

‘’Evvel ü ahir menem                                     

Gani ve fakir menem                         

Zakir ü zekur menem                        

Küfr ü iman bendedür’’ Kaygusuz Abdal

 

Bilindiği gibi Alevi şiiri Aleviliğin tarihsel gelişiminde dini ve felsefi dünya görüşünü anlatan önemli bir işleve sahiptir. Yukarda verdiğimiz örnekler Aleviliğin panteist karekterini gösteren şiirlerdir.

16. yüzyılda dönemin iki büyük devleti olan Safeviler ve Osmanlıların müdahalesi sonucu Aleviliğe, Ali kültünün geçtiği görülmektedir.

1. Safeviler,Aleviliğin panteist karekterine müdahale etmiş, onun yerine  on iki imamacılık dayatılmıştır.

2. Osmanlılar, Ocak sistemi üzerinden Aleviliğe müdahele etmiş, ocaklara ‘’seyitlik’’ şecereleri verilmiştir.

Önce Safevilerin müdahalesine bakalım;

16. yüzyılda Alevi şiirinde Ali kültünün işlendiği görülür. Boratav (1942) o dönemi Alevilerin siyaseten İran Şii hükümdarlarına tabi olmasına bağlar. Bu konunun anlaşılması için açılmasında fayda vardır.

Yunan felsefesinden etkilenen  panteizm kaynaklı İslam mistisizm yani sufizm 8. yüzyılda İslam dünyasında önce Şiilik içinde yayılır, 12. yüzyılda Gazeli aracılığı ile Sünnilik içinde yer almaya başlar. Mistizmin Şiilik içinde yayılması pek kolay olmamıştır. Dönemin imamı  İmam Caferi Sadık ve ardılları İmam Kazım, İmam Ali Rıza ve İmam Ali Naki mistizmi savunan sufileri sapkın ve düşman ilan etmişlerdir.(Yürükoğlu 2011)

Gölpınarlı’nın aktardığına göre, İmam Caferi Sadık sufiler için şöyle der;

‘’ …Onlar bizim düşmanımızdır; kim onlara meylederse o da onlardandır; onlarla haşredilir. Bir bölük toplum belirir ki onlar, bizi sevdiklerini iddia ederler; fakat sufilere de meyilleri vardır; kendilerini onlara benzetirler; onların anıldıkları gibi anılırlar; onların sözlerini yorumlarlar. Bilin ki onlar, bizden değildirler; biz de onlardan uzağız; onları inkâr eden, reddeden kişiyse Resullah’ın huzurunda, düşmanlarıyla savaşmış gibidir.’’(Akt.,Yürükoğlu 2011,s.99).

Ancak, İslam dünyasında dönemin sınıf savaşı Sünnilik ve Şiilik arasında yürüdüğü için, ezilen Şiilerin içinde sufilerin taraftar bulmasını imamlar engelleyememiştir. Dolayısıyla1501 yılında Safevi Devleti’nin kurulması”ezilenlerin” iktidarı olarak görülmüş, bu temelde Alevilerin  siyaseten yakınlaşmasına yol açtığı görünmektedir.

Ancak, inançsal yönde aynı şey söylenemez. İktidarı sağlamlaştıran Safeviler Alevilerin panteist karakterine yönelmişlerdir. 1511 yılında Şah Kulu isyanında Osmanlı katliamından kaçıp Safevi devletine sığınan Aleviler,  İslamın şartlarını yerine getirmedikleri için Şah İsmail tarafından erkekleri kılıçtan geçirilmiştir. (Beşikçi  2005)

On iki imama bağlı, resmi dini Caferilik olan Sefevilerin müdahalesiyle Ali kültü Alevilikte yer almaya başlar. On İki İmamlar ve Muharrem orucu bu dönemin ürünleri olarak ortaya çıkmıştır. (Çubukçu 1997)

Yine de o dönemim şiirlerinde Aleviliğin panteist karakterini işleyen güçlü imgeler vardır. Örnek verecek olursak;

‘’ Pir Sultan Abdal’ım ağladı güldü

Kabe-i Şerif’ten bir nida geldi

Hakkın emri ile dört kitap geldi

Okuyan Muhammed yazan Ali’dir’’  Pir Sultan

Bu dörtlükte her ne kadar ‘’Hakkın emri ile dört kitap geldi’’ dense de, dördüncü mısrada aynı zamanda o kitapları yazanın ve okuyanın  insan olduğunu görüyoruz. Ayrıca İslam dininde halife Ali, peygamberden yüce ve önde değildir. Bu şiirdeki Ali Alevilerin kutsalı Hızırdır.

DEVAM EDECEK…

TAGS
Share This