Faşizme karşı pratik bir tavır: Turkey Boycott

Faşizme karşı pratik bir tavır: Turkey Boycott

Kürdistan Dayanışma Ağı ve Boycott Turkey aktivisti Nick Matheou, Erdoğan rejiminin sadece Türkiye değil tüm Ortadoğu’yu istikrarsızlığa çevirdiğini vurgulayarak, ‘boykot’ sözcüğünün faşizme karşı pratik bir tavır ortaya çıkardığını belirtti.

Nick Matheou

Nick Matheou

Türkiye’nin baskı, şiddet, tecavüz, işkence ve işgal politikaları şiddetlenerek artıyor. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘katmerli bir faşizm’ olarak adlandırıların bu politikalarının merkezinde ise başta Kürtler olmak üzere, demokrat, sol, muhalif, hümanist ve liberal kesimler bulunuyor. Erdoğan rejiminin tüm bu baskı ve şiddet politikalarına karşı Avrupa’da da Kürt kurumları ve dayanışma ağları tarafından yürütülen Boycott Turkey adlı kampanya ise uluslararası toplumu hem bilgilendiriyor hem de bir tavır almaları için boykot tercihini sunuyor.  Boycott Turkey, akademik ve kültürel boykottan turizm ve ekonomik boyuta kadar bir çok alanda çalışma yürütürken, özellikle Türk devletine silah satan ülke ve şirketlere karşı yoğun bir sivil baskı oluşturuyor. Bu sivil eylemler sonucunda bazı ülkeler Türkiye’ye silah satışını askıya alırken, İsveç gibi ülkeler ise silah anlaşmalarını feshetmişti.

Yine geçtiğimiz yıl dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda akademisyen, sanatçı ve entelektüelin Türkiye destekli kurumları boykot kararı almalarını sağladı.

Özellikle turizm boykotu konusunda kampanya bileşenleri tarafından Erdoğan ve ailesinin ortak yada anlaşmalı olduğu havayolu ve turizm şirketlerine karşı protesto eylemleri düzenlerken, uluslararası toplumu bilinçlendirerek ‘boykot’ ile bir tavır ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Bir çok akademisyen yazar, sanatçı ve sendikal örgütün desteklediği Boycott Turkey Kampanyası’nın aktivistlerinden tarihçi Nick Matheou, hem boykotu hem de yaratacağı etkileri anlattı. Aynı zamanda Kürdistan  Dayanışma Ağı üyesi olan Nick Matheou, Boykott Turkey Kampanyası’nın faşizme karşı pratik bir tavır ortaya çıkardığına dikkat çekti.

Turkey Boycott

Turkey Boycott

Neden Türkiye boykot kampanyasına ihtiyacımız var, buna ihtiyaç var mı?

Boykot Türkiye kampanyasına çok ciddi bir ihtiyaç vardır. Siyasal boykotların tarihsel sürecine bakarsak, İngiliz emperyalizmine karşı İrlanda halkının tutumu orijinal bir boykot kampanyasıdır. ABD’de ırkçılığa karşı Sivil Haklar Hareketi’nin Otobüs boykotu yine Güney Afrika’da Apartheid rejimine karşı geliştirilen gösteriler okul, otobüs ve iş boykotları ve sonuçları bize boykotun ne kadar önemli olduğunu gösterecektir. Bu boykotların yol açtığı siyasi kazanımlara baktığınızda Turkey Boycott kampanyasının önemi anlaşılabilir. Bütün bu boykotlar siyasi mücadele sürecinde nasıl önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Boykot hareketleri iki şey yaparlar, bir yandan hedefe ekonomik olarak zarar verme potansiyeline sahiptirler diğer yandan ise mücadele ettiğiniz şey hakkında farkındalık yaratarak büyük kitlesel destekler oluşturarak size pratik bir yol sunarlar.

Özellikle Türkiye örneğinde, bu iki nedenden dolayı bir boykot kampanyası gereklidir. Bir yandan, şu anda faşizmin kurumsallaştığı Türkiye’de ekonomi ciddi bir kriz içerisindedir. Tam da böylesi bir dönemde boykotun her alanda gelişmesi karşısında Türk ekonomisi bir boykot taktiğine karşı savunmasız bir haldedir. Boykot kampanyamız özellikle Türk ekonomisinin önemli bir sektörü olan ‘turizm’ için geçerlidir.

Turkey Boycott

Turkey Boycott

Neden özellikle ‘turizm’i hedefliyorsunuz?

Çünkü turizm ve havayolu endüstrisi yöneticileri AKP rejimi ve Erdoğan ailesi ile çok yakından bağlantılıdır. Hem ülkede hem de genel olarak bölgesel turizmi Erdoğan ailesi ve rejim tekelleştirmiş durumdadır. Bu açıdan turizm boykotu Erdoğan rejimine büyük ölçüde zarar verebilir niteliktedir. İşte tam da bu süreçte faşizme karşı en büyük sorumluluk bu rejime karşı sivil bir tavır takınmaktır. Bu tavır turizm boykotu ile gelişebilir.

Bu boykot geniş kitlelere yayılır mı?

Kürt Özgürlük Hareketi’ne son sekiz yılda çok ciddi ve bilinçli bir uluslararası destek oluşmuş durumdadır. Geçtiğimiz yıl Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik işgal girişimine karşı dünya çapında büyük protesto gösterileri düzenlenmiş ve Kürt hareketine büyük bir destek ortaya konmuştur. İşte bu desteği daha örgütlü bir çalışmaya dönüştürerek destekçilerin boykota katılarak destek sunmalarını oluşturmaya çalıştık. En önemlisi ‘boykot’ sözcüğü Türk devletine karşı daha pratik bir tavır yolu ortaya çıkmıştır.

Boykotun önemi daha fazla ortaya konarsa ve bu bilinç yayılırsa geniş bir yelpazede sivil toplum gruplarının da desteğiyle geniş bir tabana yayılan kampanya olma potansiyeline sahiptir. Çünkü Türk devletinin eylemleri tüm Ortadoğu’yu istikrarsızlığa sürüklemekte ve bir tehdit oluşturmaktadır. Bu açıdan sadece Kürtler ve Kürdistan için değil tüm Ortadoğu halkları için boykot önemlidir.

 

Boykot kampanyasına kimler destek veriyor?

Biz dayanışma ağlarının Boykot çağrısı ile birlikte Kürt Halk Meclisi ve bileşenleri ile birlikte bir çok genel yapı boykot kampanyasına destek vererek katılım sağlıyor. Özellikle Türk devletinin Afrin’i işgal etmesinin ardından KCDK-E’nin Türk turizmini boykot çağrısının ardından bizlerde harekete geçtik. Kürt Halk Meclisi ve enternasyonalist aktivistler olarak çalışmalarımıza başladık ve öncelikle kampanyanın amacını anlatan www.boycott-turkey.net adlı bir web sitesi kurduk. Burada boykot çağrıları ve kapsamının yanı sıra Türk askeri sanayisine ilişkin geniş bilgiler de aktardık. Yine turizm boykotunun yanı sıra kültürel ve akademik boykot çağrıların da bulunduk. Akademik boykot kararımız Barış için Akademisyenler Topluluğu’nun barış çağrısı ardından Erdoğan rejiminin tutuklama ve baskıları sonrası gelişti. Yine Türk devletinin soykırımcı politikalarına karşı da kültürel boykot çağrılarını geliştirdik.

 

 

Boykot Erdoğan rejimine karşı nasıl bir etki elde edebilir?

Bakın başarılı boykotlor Apartheid rejimine karşı Güney Afrika örneği yine İsrail Devleti’nin Filistin halkına karşı baskılarına karşı geliştirilen BDS hareketine baktığımız da boykot kampanyanları ile çok şeyin mümkün olduğunu görebiliriz. Filistin İçin İsrail’i Boykot Girişimi olarak bilinen BDS Hareketi bugün İsrail Devleti ve rejimi tarafından ne kadar ciddiye aldığını görmek gerekiyor. Aynı durum Türk devleti için de geçerli. Boykot kampanyası ile gelişen uluslararası sivil tavır karşısında İsveçli silah şirketleri Türk devletine silah satışlarını tamamen durdurdu ve son verdi.

 

 

Boykot için bir manifestonuz var mı?

Boykotun formları açısından bir kaç ağ oluşturduk. Bir araştırma ağı ile öncelikle Türk devletinin Kürt halkına karşı geliştirdiği kirli savaşa neden ihtiyaç duyduğunu, bu silahlara nasıl kaynak yarattığını ve dünya çapında ulus devletlerin bundaki rolü ve silah ticaretine ilişkin araştırmalar yaptık ve buna karşı bir farkındalık yaratılmasıydı. Farkındalık ile birlikte yerel dayanışma ağları ile birlikte bu silah şirketlerine karşı sivil eylemler geliştirmeye çalıştık.

Boykotun ikinci kısmında  ise Türk devletinin işlediği savaş suçlarına ortaklık eden başta Türk Hava Yolları (THY) ve BEKO gibi belirli şirketlerden başlayarak Türk mallarının boykot edilmesi yönünde çağrılar ve eylemler de bulunuyoruz. Elbetteki Türk devletinin işlediği savaş suçları ve rejimi destekleyen NİKE markası ve TUI gibi turizm firmalarını da boykot kampanyasının hedefindedir. Bu firmalar bu savaş suçlarına rejimi ekonomik olarak ayakta tutarak ortak olmuşlardır. Bizler önce bu firmaların neden boykot edilmesi konusunda bir farkındalık yaratıyoruz ki bir bilinç oluşturuyoruz ve daha sonra bunu pratik olarak boykota dönüştürüyoruz. Sonuç olarak Türk devletinin markalarından başlayıp uluslararası ortaklarına kadar uzanan bir boykotu inşa etmeye çalışıyoruz.

 

Boykotun bir diğer boyutu, akademisyenlerin ve kültürel figürlerin Türkiye’de çalışmamasını veya Türk kurumlarıyla işbirliği yapmasını isteyen ve ayrıca öğrencilere üniversite kampüslerinde boykot kampanyası oluşturmalarını isteyen akademik ve kültürel boykot ağıdır. Örneğin, birçok İngiliz üniversitesi silah ticaretine yatırım yapıyor, bu nedenle yoksunluk isteyen öğrenciler kampanyaların daha da büyümesi için çok önemli. Son olarak, #DontHolidayinTurkey turizmi, turizme ve kampanyanın özellikle stratejik bir bölümüne odaklanmıştır.

 

Boykot ötesinde Covid-19 verilerini gizleyen bir ülkeye gitmek güvenlimidir?

Cevap oldukça basit: Evet, çok tehlikeli ve oraya seyahat etmek çok mantıksız. AKP-MHP rejimi, ekonomik olarak tam bir kilitlenmeden kurtulamayacağını biliyordu ve bu yüzden önlem almaktansa verileri gizleyip, virüsün ülkede yayılmasını kapladı. Bu, kendi vatandaşlarına karşı iğrenç bir eylemdir ve tüm bölgeyi riske atar. Türkiye’ye gitmemek için diğer nedenlerin yanı sıra, en azından bu nedenden de olsa o ülkeye gitmemek gerekiyor.

 

Boykotu kimler destekliyor ve ne düşünüyorlar?

Bize göre ‘Boykot’ kampanyamız çok sayıda istatiksel rakamla ciddi bir desteğe ulaşıyor. Akademik ve kültürel boykot konusunda yüzlerce isimden destek aldık. Bakın internet sitemizde Kanada’dan Meksika’ya Çin, İngiltere, Amerika, Afrika, Brezilya, Avustralya ve daha bir çok ülkeni üniversite ve sanatçıları boykot çağrı metnimize imza attılar. Bu konuda internet sitemizde boykot metni ve imzacıların isimleri yer alıyor. Dikkate değer bir isim olarak ünlü Antropolog David Graeber, hem NATO ülkelerinde hem de diğer devletlerin Türk devletine karşı tavır geliştirmeleri ve silah anlaşmalarına son verilmesi çağrısında bulunmuştu.

 

Ne tür eylemler ve faaliyetler yapmayı planlıyorsunuz?

Birçok eylem planlıyoruz tabi ki. Özellikle dijital ağ üzerinden daha fazla insana ulaşmaya ve kampanyayı etkili kılmaya çalışıyoruz. Örneğin, Kadınların Savunması Rojava, #RiseUp4Rojava ve Bir daha Rojava Yeşili’nin eylem çağrılarını dikkatle izliyor ve ortaklaşıyoruz. Türk turizmine destek veren karları için vazgeçmeyen TUI gibi şirketlere iletişim engelleme gibi bir takım eylemler planlıyoruz. Sosyal medyalarını bloke etme ve telefonlarını sürekli arayarak kilitleyerek sivil yaratıcı eylemlerimizi hayata geçireceğiz. Böylesi bir yaratıcı eylem ağımız olacak. Yine bu firmaların Türkiye pazarından tamamen çekilmeleri için baskı yapıyoruz. Daha geleneksel gösteriler, dilekçeler ile farkındalık yaratmanın yanı sıra yaratıcı eylemlerimiz gelişecek mutlaka.

 

Telgraf News / Diren Amed

CATEGORIES
Share This