Winter: Otizm’de ABA seçeneğini es geçmeyin

Winter: Otizm’de ABA seçeneğini es geçmeyin

 SUNA ALAN

 

Bugün dünyada her 59 çocuktan 1’i otizm riski ile dünyaya gelmekte ve bu rakam her yıl artış eğilimi göstermektedir. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitim. Otizm alanında kullanılan eğitim, terapi ve tedavi yöntemleri çok çeşitlidir ve her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir.

 

Uygulamalı Davranış Uzmanı Canan Winter ile ABA (Uygulamalı Davranış Analizi) terapisi, otizmli çocuklarda öğrenme bozukluğu, İngiltere’de otizmli çocukları olan ebeveynlerin izleyeceği yol ve yöntemler üzerine konuştuk.

 

Öncelikle bize ABA nedir açıklar mısınız?

Applied Behaviour Analysis ya da Uygulamalı Davranış Analizi bir bilim dalı, bir disiplindir. Deneysel davranış psikolojisinden elde edilmiş olan prensiplerin hayatın çeşitli alanlarında, eğitimde, iş sektöründe, hayvan eğitiminde, ikstisadi modellerde ve sosyal medyada uygulamalı olarak kullanılmasıdır. ABA ya da UDA genellikle otizm tedavi yöntemi olarak biliniyor. Halbuki ABA büyük şirketlerde ya da fabrikalarda personel motivasyonunu arttırmaktan tutun, trafik kurallarını uygulamaya kadar yaşamın her alanında kullanılıyor.

 

Peki, bu işi yapan kişilerin unvanı nedir? Siz kendinizi ne olarak tanımlıyor ve ABA’yi hangi alanlarda kullanıyorsunuz?

 

Ben davranış analistiyim ve uygulamalı davranış analizini eğitim alanında, öğrenme bozukluğu olan çocuklarla uyguluyorum.

 

Öğrenme bozukluğundan kastınız nedir?

 

Öğrenme bozukluğu bir insanın birtakım bariyerler sebebiyle geç ve güç öğrenmesidir. Davranış analisti, öncelikle öğrenme bozukluğu olan bireylerin öğrenmesini engelleyen bariyerlerin ne olduğunu araştırır, gözlem yapar, veri tutar, bireyle birebir ilişki içinde olan kişilerle konuşur, onların fikirlerini alır ve bu bariyerleri nasıl aşacağına dair bir plan yaparak kişiye özel bir eğitim planı çıkartır. Ben yetişkinlerle değil çocuklarla çalışıyorum. Dolayısıyla çocukları ev ve okul ortamında gözlemliyorum. Anne babalarıyla, öğretmenleriyle konuşuyorum, önceden hazırlanmış ve analizi kolaylaştıran birtakım formlarımız var, onları doldurtuyorum ve gerekirse deneysel gözlemler yapıp çocuğun tepkisini ölçüyorum. Sonra bütün bu bilgiler ışığında çocuğa özel bir eğitim programı çıkartıyorum. Ben veya bir ABA özel öğretmeni çocukla birebir çalışarak programı uyguluyor. Bu arada anne babaya ve gerekirse kardeş, anane, dede evde her kim çocukla birebir ilişki içindeyse, onlara eğitim veriyoruz ki anne baba da hem tedaviyi anlasın, hem de bu tedaviyi evde öğretmen yokken de kullanabilsin. Uygulama sırasında sürekli veri topluyoruz. Anne babadan da veri toplamasını istiyoruz. Sonra bu verileri değerlendiriyoruz. Bu sayede çocuğun ne kadar ilerlediğini, hangi yöntemlerin çocukta işe yaradığını ya da yaramadığını, yeni bir programa ihtiyaç olup olmadığını kolayca biliyoruz.

 

Sizin eğitim verdiğiniz çocukların ne gibi öğrenme bozuklukları var?

Daha önce de değindiğim gibi öğrenme bozukluğu sadece otizm değil. ABA otizm tedavisi olarak biliniyor çünkü otizmli bireylerin eğitiminde tek başına uygulandığında ABA kadar işe yarayan başka bir bilim dalı yok. Ancak ABA ADHD, disleksi, disgrafya, diskalkuli, auditory processing disorder (işitsel işleme bozukluğu), language processing disorder (dil işleme bozukluğu), pervasive developmental disorder (yaygın gelişimsel bozukluk), Willis sendrom, Down sendromu gibi pek çok öğrenmeyi engelleyen bozukluklarda kullanılıyor. Benim öğrenci profilim otizmli, ADHD’li ve disleksik çocuklardan oluşuyor. Uzmanlık alanım otizmli çocuklar üzerine.

 

Eğitim programı sadece akademik eğitim sanırım?

 

Veliler ve inanın okullardaki öğretmenler de sadece akademik eğitim programı zannediyor ABA’yi. ABA programının içinde elbette akademik eğitim de var ama ABA’in amacı kişiye ileride kendi kendine yaşayabilecek becerilerin kazandırılmasıdır. ABA’in asıl odaklandığı nokta toplumsal açıdan önem taşıyan davranışlar geliştirebilmektir. Tuvalet eğitiminden çanta toplamaya, uyku ve yemek düzeninden üstünü başını giymeye, alışverişe gitmekten interneti güvenli kullanmaya kadar her türlü beceri kişinin ihtiyacına göre ABA programına dahil edilebilir. Elbette okuldaki başarıyı arttırmaya da yarar ama ondan öncesinde özellikle otizmli ve ADHDli çocuklarda davranış bozukluklarını düzeltmede (vurma, bağırma, kendini yerden yere atma, küfür etme vs gibi), olumlu davranış kazandırmada (paylaşma, görgü kuralları, dil becerileri gibi) kullanıyoruz. Örneğin çocuk bir şey istediğinde kendini yerden yere atıyorsa, önce istediği şeyi toplum kurallarına uygun biçimde yani konuşarak istemeyi öğretiyoruz; böylece çocuk yerden yere atma davranışının yerine konuşarak anlaşmayı koyuyor. Sonra bu beceriyi sadece tek bir nesne ya da istek için değil, diğer isteklerini ifade etmek için de kullanmayı öğretiyoruz. Tuvaletini halıya yapmak yerine tuvalete yapmayı, ilgi istediğinde anneye vurmak yerine konuşarak ifade etmeyi ya da beklemeyi öğreniyor. Okulda birisine istemediği bir şey yaptığında küfür etmek yerine konuşarak halletmeyi öğretiyoruz. Çocuğun tek bir noktada kazandığı beceriyi genel beceriye dönüştürüp başka ortamlarda da kullanmasını sağlıyoruz. Küçük çocuklarda bunu oyun aracılığıyla, büyük çocuklarda başka birtakım yöntemlerle – mesela konuşamıyorsa resimlerle ve belirli bir sistemde- öğretiyoruz.

 

Peki eğitim programını nerede uyguluyorsunuz? Evde mi, okulda mı?

Kişiye özel eğitim programları evde ve/veya okulda uygulanabilir. Ben açıkçası sadece okulda uygulanan ABA programlarına taraftar değilim çünkü ABA bir ekip işi. Anne babanın bu eğitimi veren insanlar arasında olması çocuğun gelişimini, ilerlemesini çok etkiliyor. Sadece okulda birtakım kurallar uygulandığı ve çocuk evde boş bırakıldığı zaman bu kurallar asla alışkanlığa dönüşmüyor. Çocuk evdeki başıboş durumu ya da toleransı okulda da bulabileceğini zannediyor. O yüzden tavsiyem programın mümkünse hem evde hem okulda uygulanması.

 

Siz ABA ile nasıl tanıştınız? Neden bu işi yapıyorsunuz?

Benim ABA ile tanışmam tamamıyla bir tesadüf. Ben 1994’te İstanbul İngilizce İktisat bölümünden mezun oldum ama para piyasası hiçbir zaman öğretmenlik kadar ilgimi çekmedi. O yüzden hemen akabinde Marmara Üniversitesi’nden öğretmenlik sertifikası aldım ve özel okullarda ve devlet okullarında İngilizce öğretmenliği yaptım. Kızım doğduğunda ara verip çeviri yapmaya başladım. 30’dan fazla kitabı İngilizce’den Türkçe’ye çevirdim. Sonra İngiltere’ye taşındım ve yeniden öğretmenliğe döndüm. Özel bir okulda International Baccalaureate (IB) sisteminde 2-18 yaş arası öğrencilerle çalıştım. Bu arada gönüllü arkadaşlarla Surrey’de bir okul açtım. Okula konuşma yapmaya gelen bir ABA danışmanından iş teklifi aldım ve part-time ABA tutor olarak çalışmaya başladım. Manevi ödülü o kadar yüksekti ki kendimi geliştirmek için önce Kanada’dan ABA üzerine iki kurs aldım. Birkaç sene sonra da okulda çalışmayı bırakıp tamamıyla ABA’ye yöneldim ve Belfast’ta Queen’s University’de ABA üzerine yüksek lisans yaptım. 9 sene ABA okulu, özel eğitim okulu, normal okullar ve ev ortamında otizmli ve ADHD’li çocuklarla çalıştım, hala çalışıyorum. Board of Certified Behaviour Analysts (Amerika) ve UK-SBA (Society of Behaviour Analysts) üyesiyim.

 

Son olarak ebeveynlere tavsiyelerinizi alabilir miyim?

 

Velilere öncelikle çocuklarını iyi gözlemlemelerini ve çocuklarında bir sorun işareti gördüklerinde es geçmemelerini tavsiye ederim. Özellikle otizm ve keza ADHD küçük yaşta teşhis edildiğinde çok kolay ve çok çabuk yol alınabiliyor. Maalesef İngiltere’de maddi sorunlardan dolayı çocuklara erken yaşta teşhis koymuyorlar. Dolayısıyla anne baba da önemsemekten vazgeçiyor ya da tedaviye başlamakta gecikiyor. Çocukta bir belirti gördüklerinde sadece NHS’ın söyledikleriyle hareket etmemelerini tavsiye ederim. Aynı zamanda, özellikle otizmli çocuklarda playgroup ve Reception class döneminde çocukla ilgili bol şikayet geliyor ama ne yazık ki hiçbir şey yapılmıyor. Ne zaman çocuk birinci sınıfa başlıyor, şikayet artıyor ve çözüm arama sürecine giriliyor.

 

İkinci tavsiyem otizmli çocuklarda velilerin ABAyi mutlak ve mutlak tedavi seçeneklerinin arasına alıp değerlendirmeleridir. Bana ABA’yi masa başı programı olduğu için istemediğini söyleyen veliler oldu. ABA bir masa başı programı değildir. ABA bir teknik ve metodlar  bütünüdür. Bu teknik ve metodları oyuna, derse, uykuya, konuşmaya, tuvalet eğitimine dahil ederek kullanıyoruz. Ceza yöntemlerinden dolayı ABA istemediğini söyleyen veliler oldu. Ceza yöntemleri asla ve asla çocuğa herhangi bir zarar verecek yöntemler değildir. Cezadan kastımız mesela ödevini yapmayan çocuğun ipad ya da xbox’la oynamasına izin vermemek. Bir veli bana oğlunun ceza olarak merdiven altındaki dolaba kapatıldığını ve bundan dolayı epilepsi nöbetlerinin başladığını anlattı. Bu bir ceza değil, bu işkencedir!

 

Üçüncü tavsiyem çocuklarına ne tür tedaviyi uygun görürlerse görsünler tedaviyi yapacak kişinin eğitimini, yöntemlerini, İngiltere’de bu işi yapma yetkisinin olup olmadığını, hangi meslek birliğine üye olduğunu araştırsınlar. Bu ülkede her mesleğin bir birliği var. Bu birliğe girememiş biri, bu ülkede o işi yapma ehliyeti olmayan kişi demektir.

CATEGORIES
TAGS
Share This