Araştırmacı-yazar Ahmet Güven: Kürtçe unutulduğunda Alevilik asimile oluyor

Araştırmacı-yazar Ahmet Güven: Kürtçe unutulduğunda Alevilik asimile oluyor

HİKMET  ERDEN


‘Kürt Aleviler / Kurmanclar’ adlı kitabı ile tekrar okuyucusuyla buluşan araştırmacı-yazar Ahmet Güven Kürtçe unutulduğun da Aleviliğin daha çok asimile edildiğine dikkat çekerek, asimilasyona karşı Cemevleri ve yöresel dernekler de Kürtçenin kullanılmasının önemli olduğuna işaret etti.

 

Araştırmacı-yazar Ahmet Güven, Vivo Yayınevi’nden çıkan “Kürt Aleviler / Kurmanclar” adlı yeni kitabını okuyucusuyla buluşturdu. Yazar Ahmet Güven’in tarih ve sosyoloji alanındaki incelemeleri kapsamında hazırladığı yeni kitabına ilişkin Kırkısrak Dayanışma Merkezi’nde (KDM)  imza günü ve söyleşi düzenlendi. Yoğun bir okur ve dinleyicinin katıldığı etkinliğe Londra’da faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Söyleşiye katılan Yazar Aydın Çubukçu, Ahmet Güven’in bu çalışmaları para için yahut ekmek parası için yapan biri olmadığının altını çizerek, “.Ahmet gibi araştırmacılar aslında köklere inmek isteyen kökleri bir ormanı çevirmek isteyen gönül insanlarıdır. Eğildikleri konu ile bizi kendimiz ile yüzleştirirler. Kimliğimizin oluşum süreçlerini aydınlatırlar ve bizi biz yapan değerler konusunda bilincimizi geliştirirler. Bu bakımdan akademisyen ve profesyonel araştırmacılardan daha önemli bir yerleri var. Ahmet’e benzeyen pek çok yerel tarihçi vardır Anadolu’da. Çoğu kendini eğitmiş insanlardır. Herhangi bir üniversiteden resmi eğitim süreçlerinden geçmemişlerdir. Ama ilgi ve meraklıları kendi varlıklarını aydınlatmaya dönük her konuyu didik didik etmeye yönelmiştir. Ve bu akımdan aslında profesyonel araştırmacılardan çok daha önemli bir iş yaparlar” dedi.

 

‘ALEVİLİK ORTAK DEĞER OLUŞTURDU’ 

Güven’in “Kürt Aleviler Kurmanclar” kitabının çok ilgisini çektiğini ifade eden Çubukçu, şunları kaydetti: “Kürt değilim Kurmanc değilim Alevi değilim. Ama biliyorum ki bir Anadolu çocuğu olarak benim tüyümde kanımda damarımda atan bir gerçeği cevheri aydınlatacaktır. Oraya bir ışık tutmaktadır. Devletler yıkılır halklar yaşar. Devlet gelip geçer. Anadolu’da meşhur bir söz vardır. ‘Bu da gelir geçer’ Buda gelir geçer dediği şeyler devletlerdir. Kökleri ortak olan birbirlerinin değerini benimsemiş birbirlerine değer aktarmış birbirlerini yeniden yaratmış halklardır. Bunların en genel ortak özelliği Aleviliğin kendi öz değerleri olarak benimsediği değerlerdir. Alevilerin böyle bir özelliği vardır. Anadolu’nun en eski halklarının değerlerinin ortak değer olarak benimsemiş ve yaşamıştır. Alevilik, Hristiyanlık, yahudililik, zerdüştlük ve İslamiyeti de geliştiren ortak bir değer oluşturmuştur. Ve insanlığın en temel değerlerinin ortak beyan olmasına çalışmıştır.”

 

‘KURUMLAR GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİ

Araştırmacı Yazar Ahmet Güven ise söyleşisine Kürt Alevilerin yakın dönem de yaşadıkları acılara değinerek, “80 askeri darbesinde Kürt toplumu üzerinde korkunç bir terör estirildi. Alevi Kürt yerleşkeleri boşaldı ve nüfus azalmaya başladı. Nüfus kentlere ve Avrupa ya akmaya başladı. Bu defa bu dil kaybına başka faktörler de eklendi. Bu Avrupa’ya yerleşen nüfusta çocuklara baktığımız da İngilizcenin getirdiği avantaj karşısında Kürtçe de geriledi. Bununla birlikte çok dilli bir nesil yetişmeye başlamış. Bir Almanya’ya giden çocuklar Almanca Fransa’ya giden çocuklar Fransızca İngiltere’ye giden İngilizce öğrenmiş. Buda ister istemez dili geriletti. Bununla birlikte toplumsal kurumlar ve aydınlar sorumluluklarını yeterince yerine getiremediler. Yani bu dilin kendini ifade edeceği akacağı kanallar açılmadı. Şöyle ki, Kürtçe eve mahkum kaldı evin dışına çıkılmadı. Evin dışına kültür sanat etkinlikleri ile çıkabilirdi.  Bu konuda kurumlar kendi görevlerini yerine getirmediler” diye kaydetti.

 

‘BÖLGE KÜRTÇESİ BİR ZENGİNLİKTİR’ 

Yöresel dernekler de verilen Kürtçe kurslarının bölge lehçesi ile yapılmamasını eleştiren Güven, bölge Kürtçesi’nin kimi yarı aydınlar tarafından küçümsemeleri sonucu toplumun yanlış bilgilendirildiğine dikkat çekti. Bölge Kürtçesinde olmayan sözcüklerin ifade edildiğini aktaran Güven, ‘Örneğin, “Deri toplamiş kır” dediler. Aslında böyle bir şey yoktu. Ama böyle bir şey yakıştırmaya çalıştılar. Bölgenin bir kültürü bir lehçesi olduğu bunun da bir zenginlik olduğu bunun da Kürtçe sözlüklere alınmadığı konusunda kimse bir şey söylemedi. Örneğin bugün Kürtçe sözlükte pirince “Bırınç” diyor ama Kürtçesi Rıv’dır. Patatese ‘Patate’ diyor ama bölge Kürtçesinde ‘qartol’ deniyor. Bunlar ön sözlüklere alınmadı. Yerel öğretmenler de bölge Kürtçesi ve ağza hakim olmadıkları için verimli olamadılar. Toplumla bir bağ da kuramadılar” dedi.  

 

‘BÖLGE KÜRTÇESİ RİSK ALTINDADIR’

 Devletin denetiminde açılan Cem Vakfı’nda Kürtçe’nin yasaklandığını ifade eden Güven, “Bu Cem Vakfı çeperinde kurulan Cemevleri’nde Kürtçe yasaklandı. Dolayısı ile Kürtçe yok olmakla karşı karşıya kaldı. Biz de dedik ki ‘Her kayıp insanın kaybıdır. Her kazanım da insanlığın kazanımıdır’ Bunun için bu sorunları önce bir tespit ettik ve çözümleri ne olabilir dedik. Cem Vakfı dışında Demokratik Alevi Hareketi önemli çalışmalar yaptı. Ama halen Cemevleri’nde bazen Kürtçe Cem de yapılsa bölge Kürtçesi yani Kürtçe görünür değil. Bu konuda adımların atılması lazım. Kürtçeyi daha görünür kılmak lazım. Yani Cemevi açılıyorsa Cemxaneler de açılmalıdır. Bölge Kürtçesi risk altındadır. Türkiye sınırları içerisindeki bütün Kürtçe risk altındadır. Şimdi biliyoruz ki, aslında statü olmadan asimilasyona karşı durmak çok zordur. Ama onun bir tarafı da daha vardır ki, statü konusunda bir yol gidilecekse de kendi dilini ve kimliğini korumak önemlidir. Tabi burada tutucu olmamak lazım. Gelişim ve değişimlere uyarlayarak yol almakta fayda vardır” diye aktardı.

 

Kürtçe unutulduğun da Aleviliğin daha çok asimile edildiğine dikkat çeken Güven, “Çünkü İslami sözcükler nüfuz ediliyor Alevilerin hayatına daha rahat daha kolay giriyor. Kürt Aleviler ‘Selamün Aleyküm’, ‘İnşallah’ diye sözcükler kullanmazlar. Aslında Kürtçe selamlama ve yakarışlar vardır. Cemevleri’ne Cemxane’de densin çünkü Aleviler asimilasyondan çok çekmiş bir toplumdur. Bu ruh giderek gelişiyor” dedi.

 

‘ALEVİLER EZİLENİN EZİLENİDİR’

‘Kürt Aleviler’ denildiği zaman hem Kürt hem de Alevi oldukları için ezilen bir toplum olduğunu söyleyen Güven, “Mevcut durum da ezilenin ezileni bir toplumdur. Bu toplum hem dışarı da ezilmiş hem de içeride de buna benzer bir tepki görmüştür. Örneğin bizim Müslüman Kürtler de inancı dışlanmıştır. Bizim Kürt Aleviler de dili dışlamıştır. Şimdi bu Osmanlı dan başlamıştır ama şimdi bizim Müslüman Kürtler tarafından inancının dışlanması Cumhuriyet döneminde devam etti. Kürtler de ulusal bilinç geliştikçe bu kırılmaya başlandı. Kürt Alevilere baktığımız da devletçi ulusalcı kesim kesinlikle Kürtlerin dilini red ediyor Kürt kimliğini red ediyor. Alevi toplumunun büyük bir çoğunluğu halen devletin Alevisi olmadı ve çoğunluk demokratik taleplerden vazgeçmedi. Cumhuriyet döneminde Kürt Alevi olduklarının yazdığı sadece Türkçe olarak kayıt altına alındı. Kürtçeler kayıptır. Biz bulabildiklerimizi bu kitapta yer verdik” diye belirtti. Yöre derneklerinin kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında kendi yörelerindeki Kürtçe eserleri gün yüzüne çıkarıp derleyip toparlamalarının Kürtçeye büyük bir katkı sunacağını ifade eden Güven, edebiyat, müzik, şiir ve tiyatro gibi alanlar da Kürtçeyi kullanıp geliştirerek asimilasyonun önüne geçilebileceğini belirtti. Güven, bölge şivesine hakim öğretmenlerin yetiştirilmesi gerektiğini bölge Kürtçesinin Kürtçe’den kopuk ayrı bir lehçe olmadığının altını çizdi. Söyleşinin ardından Ahmet Güven okuyucularına kitabını imzalarken, okuyucuların yoğun ilgisi ise dikkat çekti.

 

ARAŞTIRMACI-YAZAR AHMET GÜVEN KİMDİR?

Maraş’ın Afşin ilçesine bağlı Gözpınar köyünde doğdu. Çocukluk yılları Kayseri Sarız’ın Kırkısrak köyünde geçti. İlk ve orta eğitimini Kırkısrak köyünde tamamladı. Afşin’de başladığı lise eğitimini bir yıl sonra terkederek Londra’ya göçmen olarak geldi ve eğitimine burada devam etti. Middlesex Üniversitesi’nin Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Politik Art, Telgraf, Gerçek, Emeğin Sanatı, Sürek, Haber, Berfin Bahar, Alevi Haber gibi gazete ve dergilerde makaleleri ve şiirleri yayınlandı. Güven’in “Düşlerimin Gül Şafağı” (Şiir), “Alevilik Nedir” (Araştırma-İnceleme), “Nar Taneleri” (Roman) adlı yayınlanmış kitapları bulunuyor.

CATEGORIES
TAGS
Share This