Ankara Antlaşmasında Süresiz Oturum İzni Kalkıyor mu?

Ankara Antlaşmasında Süresiz Oturum İzni Kalkıyor mu?

Geçtiğimiz hafta gündemi yoğun şekilde meşgul eden ve İngiltere’de yaşayan binlerce Türkiye vatandaşını etkileyeceği belirtilen Ankara Antlaşması’ndaki gelişmeler, Türkiye’nin AB’ye girememe sürecine bağlandı. Konuyla ilgili geçtiğimiz Mart ayında görülen dava sonucu İngiltere’de süresiz oturum izni veya İngiltere vatandaşlığına başvuru yapan göçmenlerin başvuruları askıya alındı.

Suzan Doğan-Telgraf

Bekleme sürecine tabi tutulan binlerce insanı ilgilendiren dava ile ilgili Londra’da hizmet veren uzman hukukçular, sürecin başvuru sahiplerini çok tedirgin ettiğini ve müvekkillerinin her okudukları bilgi için kendilerini aradıklarını aktardılar. Son görülen davanın sonucunu “Brexit’en etkilenen bir hakimin kararı” şeklinde yorumlayan hukukçular, Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı’nın, bu kararı süresiz oturum iznini kaldırıp, uzatmalı vizelere çevirmesinden de endişe ediyorlar.

Tartışmaların asıl muhatabı olan davanın avukatı London Solicitors Avukatlarından Cemal Türk, İçişleri Bakanlığı’nın Ankara Antlaşması çerçevesinde çalışma tüzüğünü değiştireceğini ve önümüzdeki birkaç aylık süreç içerisinde bu tüzüğün kamuoyu ile paylaşılacağını düşündüğünü aktardı. Çıkan karar sonrası müvekkillerinin davayı devam ettirmeme kararı aldığını söyleyen Türk’e davanın detaylarını ve süreci sorduk.

Avukat Cemal Türk-London Solicitors

Ankara Antlaşması ile İngiltere’de bulunan kişileri yakından ilgilendiren ve sosyal medyada bir anda en çok tıklanan haberler içerisinde yer alan davanın konusunu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri bizimle paylaşabilir misiniz?

Bu dava Mustafa ve Hacer Aydoğdu çiftinin davası. Mustafa bey Ankara Antlaşmasına başvurup İngiltere’de yaşamaya başlayan bir müvekkilimiz. Üç senelik vizesini doldurup serbestliğe başvurmaya hak kazandığında kendi evraklarıyla birlikte eşinin de evraklarını İçişleri Bakanlığı’na gönderdik. Kendisine oturum verildi fakat eşi Hacer Hanımın talebi reddedildi. Burada durumu okuyuculara doğru aktarabilmek adına bir parantez açmak istiyorum.

Üç sene öncesine kadar eşler, bu ülkeye geldiği ve bir gün dahi bu ülkede kaldıkları taktirde süresiz oturum alma hakkı kazanıyorlardı. Başvurular çerçevesinde asıl başvuru sahibi ile birlikte eş ve çocuklar da süresiz oturum alabiliyorlardı. Yaklaşık iki sene önce çıkan yeni uygulama gereği eşlere; bu ülkede iki sene yaşama zorunluluğu getirildi. Hacer hanımın davasına gelirsek İçişleri Bakanlığı süresiz oturum hakkının Ankara Antlaşması kapsamına girmediği yönünde karar verdi. Hakim ise İçişleri Bakanlığı’nın kararını yanlış bularak müvekkilimize yeniden bir karar vermesi gerektiğini aktardı.

Peki dava sonuçlandı mı? Sonuçlandıysa bu kadar gündem olması neden?

Hakim topu Home Office yani İçişleri Bakanlığı’na attı. İçişleri Bakanlığı kendi kararlarının yanlışlığını kabul etti fakat süresiz oturum vermek zorunda olmadığını savundu. Sonuç olarak İçişleri Bakanlığı’nın Ankara Antlaşması çerçevesinde çalışma tüzüğünü değiştirmesini bekliyoruz. Bu davanın sonucu da uzatmalı vize türüne dayandırılacaktır diye düşünüyorum. Fakat şu anda kesin bir bilgi yok elimizde.

Bu karar Ankara Antlaşması çerçevesinde serbestliğe başvurup bekleyenleri de yakından ilgilendiriyor. Bu kadar gündem olması emsal teşkil etmesinden kaynaklı. İçişleri Bakanlığı şu an serbestlik başvurularını, çıkaracağı yeni çalışma tüzüğü nedeniyle yavaştan alıyor diye düşünüyoruz. Bu sürenin seçimlerden önce olacağını düşünmüyorum. Seçimler bütün herşeyin önüne geçmiş durumda.

Davaya itiraz hakkınız yok mu? Çünkü Ankara Antlaşması kararları değiştirilemez diye bir madde vardı diye biliyoruz.

Haklısınız karara itiraz hakkımız vardı. Müvekkilimizle konuyu görüştük ve davanın devam ettirilmesinin aynı durumda olan kişiler için de bağlayıcı nitelikte olduğunu aktarmaya çalıştık. Fakat müvekkilimiz “Ben alacağımı aldım” deyip davayı bundan sonra devam ettirmeme kararı aldı.

‘HOME OFİCE MAHKEME KARARINI

SÜRESİZ OTURUM VERMEYELİM

ŞEKLİNDE YORUMLAYABİLİR’

Çıkan kararı Brexit’en etkilenmiş bir hakimin kararı şeklinde yorumlayan diğer bir uzman CSS § Co Legal Services Direktörü Ahmet Engin. Sosyal medyada konuyu ilk değerlendiren avukatlardan biri olan Engin, yaptıkları yoruma bu kadar ilginin olacağını beklemediklerini; fakat konuya ilginin Ankara Antlaşması çerçevesinde yaklaşık 36 bin insanın başvurusu olmasından kaynaklı olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu kadar yüksek bir rakamın varlığından kaynaklı İngiltere hükümetinin de konuya duyarsız kalmadığını belirten Engin, Türkiye ve İngiltere hükümet yetkililerinin; Brexit sonrası ticari antlaşmalar için görüşmelerin startını geçtiğimiz aylarda verdiğinin de altını çizdi.

Ahmet Engin

Sayın Engin sizce çıkan bu kararı nasıl okumalı? Ankara Antlaşması çerçevesinde İngiltere’de yaşayan göçmenlere bu karar nasıl yansıyacaktır? Bu çerçevede sizin müvekkillerinize gelen bir karar var mı?

Çıkan karar Home Office’in son dakika kararı değil. Bu birkaç ay öncesinin kararı. Sürekli oturum için başvuran dört senelik süreci tamamlayıp sürekli oturuma başvuran müvekkillerimize mektuplar gelmeye başladı. “Temmuz sonrası karar verilmek üzere sizin başvurunuz beklemeye alındı” şeklinde olan bu karar; elbette bütün Ankara Antlaşması’nda serbestlik ve vatandaşlık başvurusunda olan herkesi ilgilendiriyor. 36 bin insanın Ankara antlaşmasına başvurduğuna yönelik bir data var. Çıkacak karardan öte İçişleri Bakanlığı’nın bunu nasıl yorumlayacağı önemli. Benim şahsi görüşüm İçişleri Bakanlığı bunu sürekli oturum vermeyelim, uzatma vizeleri ile durumu neticelendirelim şeklinde yorumlayabilir.

Mahkeme kararı bence hukuken hatalı ama İçişleri Bakanlığı da bunu benim gibi görmeyebilir. Bakanlık bu kararın doğru olduğunu düşünseydi Temmuzu beklemeden direk bu kararı uygulamaya da geçebilirdi. Şu an beklemeyi tercih ediyorlar. İngiltere seçimlerinin bitmesi ve durumun o zaman değerlendirmeye alınması söz konusu. Bekleyerek göreceğimiz bir süreç olacak.

HANGİ ÜLKEDEN

BAŞVURULAR YAPILMALI?

Bu antlaşma çerçevesinde en fazla akıllardaki soru ise Türkiye’den mi yoksa İngiltere’den mi başvuru yapılmalı yönünde. Sizin firmanızın Türkiye’nin dört kentinde de şubeleri var sizce hangi ülkeden başvuru yapılmalı?

Genelde bu başvuruları yapma yetkinliğine sahip firmalar Londra’da. Bir tek biz yapmıyoruz, hakkıyla yapabilen firmalar elbette ki var. İngiltere’den yapınca daha kolay oluyor söylemi yanıltıcı. Başvurular Türkiye’den veya burada yapılsın, bu başvuruları inceleyen birim aynı.

Türkiye’den de başvuru yapılsa evraklar oraya gidiyor. Dolayısıyla Türkiye’de başka kişiler İngiltere’de başka kişiler inceleme yapıyor denemez. İnceleyen kişiler aynı olduğu için sonuçları da benzeri oluyor. Bu anlamda aralarında hiçbir fark yok. İngiltere’den başvurunun yapılmasının dezavantajı; başvuruya yanıt süresi altı ay kadar olabiliyor.

Bu süre zarfında çalışamıyorsunuz, işinizi başlatamıyorsunuz, eğitim göremiyorsunuz, sadece turist olarak kalıyor olmaya devam etmeniz gerekiyor. O süre içerisinde de pasaport içerde olduğu için İngiltere’den ayrılamıyorsunuz. Ayrılmak isterseniz başvurunuzu geri çekmiş sayılıyorsunuz. Dolayısıyla bir nevi açık hava cezaevinde gibi düşünmek gerekiyor. Çünkü hareket alanınız sınırlandırılmış oluyor. Masraf ve maliyeti de oluyor bu kişinin. Sermaye olarak gösterdiğiniz rakamı burada harcamış olabiliyorsunuz.

Başvuruların garantisi yok. Başvurular reddedildiğinde tekrar Türkiye’ye dönmeniz gerekiyor. Türkiye’den başvurular altı hafta içerisinde cevaplanabiliyor. Türkiye’den de başvuruların en başında gelen reddedilme gerekçesi İngiltere’ye hiç giriş çıkış yapmadıysa kişi “Bilmediğin bir ülkede nasıl iş yapabileceğini iddia edebiliyorsun” oluyor.

Türkiye’den başvuru yapan kişiler evraklarla birlikte pasaportlarını vermek zorunda mı?

Türkiye’den başvurularda büyükelçiliğin önerdiği yöntem var. Ekstra bir ücrete tabi. Başvuru ofisinde evraklarınızı teslim ederken diyorsunuz ki “ekstra ücretimi ödeyeyim pasaportumu kontrol edin fotokopilerini alın aslını bana geri verin.” Onlar da pasaportunuzun fotokopilerini diğer evraklarınızla birlikte alıp kontrol edip aslını size iade ediyorlar. Dolayısıyla başvuru pasaportsuz fotokopili bir şekilde yapılmış oluyor. Onlar karar verdikten sonra sizi arıyorlar. Pasaportunuzu gönderin işleminizi yapacağız diye. Bir hafta-10 gün gibi bir süre veriyorlar. Diğer evraklarınızla birlikte işlem yapıldıktan sonra evraklarınızın hepsi size iade ediliyor.

‘BAŞVURULAR ÖNÜMÜZDEKİ

İKİ YIL DEVAM EDECEK’

Ankara Antlaşması başvurularını önümüzdeki iki yıl boyunca almaya devam ettiklerini belirten bir diğer uzman Advantage Solicitors’dan Robert Parkin, İngiltere’nin seçimlere odaklandığını ama seçimlerin hemen ardından ticari antlaşmaların kaldığı yerden devam edeceğini düşündüğünü söyledi.

Avukat Robert Parkin

Sayın Parkin, Ankara Antlaşması tamamen bitiyor mu? Brexit sonrası Ankara Antlaşmalıların bu ülkedeki durumları ne olacak?

İngiltere AB’den tamamen çıktığı gün Ankara Antlaşması da otomatik olarak iptal olur. Bunun anlamı aslında yeni başvurular yapılamayacak. Bir yıl veya üç yılını almış kişiler kazanılmış hak olarak değerlendirilip onların süreci tamamlamasına izin verilecektir. İlk başvurular Brexit süreci tamamlanana kadar yine yapılabilecek. Türkiye’den ve İngiltere’den bu iki sene süresi içerisinde başvurular yapılmaya devam edilecek. Bu başvuruların uzatma sürelerini de hesap edersek Ankara Antlaşması önümüzdeki altı yıl boyunca gündemimizi işgal edecektir.

Şu an önümüzde Haziran seçimleri olduğu için Ankara Antlaşması şu an arka planda. Ne söylesek askıda kalacak. O nedenle seçim sonuçlarından sonra değerlendirmeler daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.

“İNGİLTERE’NİN DE YABANCILARA İHTİYACI VAR”

Advantage Solicitors işletmecisi ve hukukçu Fidan Osoy ise Ankara Antlaşması ile göçmen statüsü taşıyan Türkiye vatandaşlarının kaygı ile yaşamaktan öte işlerine odaklanmaları gerektiğini savunarak “İngiltere’nin de ekonomik anlamda yabancılara ihtiyacı var” dedi.

Avukat Fidan Osoy

Türkiye Başkonsolosluğu ile görüşme içerisinde olduklarını belirten Osoy, Türkiye tarafının da kendileriyle aynı görüşü paylaştığını söyledi.

Osoy, İngiltere’de iş kurma planı olan kişilerin hali hazırda iki seneleri olduğunun altını çizerek, “Tüm bu gelişmelerden sonra yeni başvuru yapacak olan Türkiyeli vatandaşlara tavsiyemiz; uzmanla sürece başlamaları ve mevcut zamanı iyi değerlendirmeleri.

Kanun ve yükümlülükler açık. İngiltere’de yaşam hala hayal değil. İster bireysel isterse aileleriyle birlikte burada bir yaşam düşünen vatandaşlarımıza her zaman yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bize en fazla sorulan soru “Ailemizle birlikte geldiğimizde çocuklarımızın durumu ne olacak” yönünde oluyor. 16 yaş altı çocuklar bu ülkede belediyeler aracılığıyla okullara yerleştirilebiliyor. Mağdur olmaları söz konusu değil. Her sınıfta 30 öğrenci var. Daha fazla alamaz okullar. Çabuk hareket ediliyor. Bir veya iki hafta içinde yanıt alabilirsiniz okullardan.

Sadece adaptasyon süreci konusunda ailelerin çekincelerine katılabiliriz. Bunu da vize başvurusu yaparken karşılıklı görüşlerimizi paylaşarak ortak bir karara varabiliriz” dedi.

ANKARA ANTLAŞMASI VİZESİ NEDİR VE KİMLER BAŞVURABİLİR?

Ankara Antlaşması vizesi; Avrupa Birliği ile işbirliği anlaşması bulunan ülkelerin vatandaşlarına İngiltere Birleşik Krallığı’nda kendi işini kurma ve İngiltere’de yerleşik yaşama hakkı sağlayan vize tipidir.

Ankara Antlaşması İngiltere vizesine; İngiltere’de iş kurmak ya da kendi işini yapmak isteyen 18 yaşını aşmış ve yapacağı işe yetecek kadar sermayesi bulunan tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları başvurabilir.

Vize başvurusunda bulunan kişilerin İngiltere’de iş yeri açma, işçi çalıştırma zorunluluğu yoktur. Kişi eğitimini aldığı ya da meslek edindiği iş ile ilgili alanda çalışabilmektedir. Örneğin; Ankara Antlaşması vizesine başvuran kişiler İnşaat ofisi ya da mağaza açabileceği gibi İngiltere’de ikamet ettiği adresi göstererek pazarlama, şoförlük, danışmanlık gibi hizmetler de verebilir. Ancak kişiler İngiltere vize başvurusunda beyan ettikleri mesleği yapmak zorundadır. Kişinin farklı iş kolunda çalıştığı tespit edildiği noktada, yaptığı başvuru iptal ediliyor ve kişi sınır dışı edilebiliyor.

‘BELİRSİZLİK

KİŞİLER ÜZERİNDE

TÜKENMİŞLİK DUYGUSU

YARATIYOR’

Ankara antlaşması sürecinin hiç düşünülmeyen ama bireyler üzerinde önemli olumsuz etkiler bırakan yönünü de Psikolog Doktor Duygu Cantekin’den değerlendirmesini istedik. Doktorasını Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde yapmış olan Cantekin, İngiltere’de mülteciler, sığınmacılar ve göçmenler üzerinde çalışmalar yapıyor.

Dr Duygu Cantekin

Ankara antlaşması başvurusu yapan kişiler nasıl bir psikolojik durum ile karşı karşıya kalıyor ve bununla nasıl baş etmeye çalışıyor?

Çevre kaybı, yakın kaybı, kültür kaybı, destek kaybı, network kaybı, statü kaybı, ekonomik kayıp. Ankara Antlaşması’na başvurarak İngiltere’de yaşam mücadelesine giren kişiler bu gibi kayıplarla baş etmek zorunda kalıyorlar. Tüm bu kayıpların yanında sosyo-ekonomik düzeyiniz de değişiyor. Bir belirsizlik sürecine giriyorsunuz ve tabiri caizse hayatınızın durma aşamasını yaşıyorsunuz.

Bu belirsizlik kişiler üzerinde tükenmişlik duygusu yaratıyor, öfke hali, kaygı hali, geleceğe dair umutsuzluk hali oluşturuyor. Bu kayıpları travmatik olarak yaşamamak için sosyal destek mekanizmalarına insanların ihtiyacı var. Ankara Antlaşması ile burada kalan kişilerde gördüğüm sosyal destek genelde arkadaş desteği oluyor. Desteği olan kişiler psikolojik travmaları daha ılımlı atlatabiliyorlar. Ankara antlaşmalarında insanlar bireysel oldukları için bu sosyal ağları kurmakta sıkıntı çekebiliyorlar. Aslında bu ülkede kurumlar çok önemli destek yollarını size sunuyor. Bunu alıp almamak kişinin kendi elinde.

Kişilere tavsiyem hayatınızın bu dondurulmuş sürecinin pozitif yanlarını görmeye çalışın ve kendinizi gelecekte yapmayı planladığınız şeyler için geliştirmeye odaklayın. Motivasyonunuzu üst sınırlarda tutmaya çalışın ve sizi negatif düşünmeye iten olaylardan ve kişilerden uzak durun.

 

 

 

 

 

 

CATEGORIES
Share This