DGB Mart Ayı katliamlarını kınadı şehitleri andı

DGB Mart Ayı katliamlarını kınadı şehitleri andı

Britanya Demokratik Güç Birliği Kızıldere, Halepçe ve Koçgiri gibi Mart ayında yaşanan katliamları kınayarak, direnişlerde yaşamını yitirenleri andı.

Britanya DGB tarafından Türk devleti tarafından Kürt, sosyalist ve Alevilere dönük Mart ayında gerçekleşen katliamlara ilişkin bir açıklama yaptı.

Katlimcıları naletleyen ve katledilen devrimci ve direnişçileri saygıyla anan DGB’nin açıklaması şöyle:
“İçinde bulunduğumuz Mart ayı Kürtler, Aleviler ve sosyalistler için katliamlar ayıdır. 1921 Koçgıri, 1971 Kırıkhan, 1972 Kızıldere, 1978 İstanbul Üniversitesi, 1988 Halepçe, 1995 Gazi, 2004 Kamışlı katliamını unutmadık ve unutturmayacağız.
Bundan 100 yıl önce 6 Mart 1921’de Koçgıri bölgesinde Alevi Kürtleri katleden devlet, ardından baskı ve sömürü politikası ile Kürtlere, Alevilere, işçi sınıfına ve sosyalistlere karşı katliamları kesintisiz sürdürmüştür.
1960’lı yıllar ve 1970’lerin başı sınıf mücadelesinin ivme kazandığı toplumsal muhalefetin yükseldiği ve devrimci mücadelenin önemli bir dönemidir. 12 Mart darbesi ülkede başlayan devrimci yükselişin önüne geçmeye yönelik yapılmış, o dönemin devrimci önderlerinde Deniz darağacında, Mahirler Kızıldere’de, İbrahimler işkencede katledilmiş, sendikalar kapatılarak,grevler yasaklanarak ülkemizin bugünkü siyasal ve toplumsal süreçlerine zeminini hazırlanmıştır.
5 Mart 1971’de, devlet destekli onbinlerce ırkçı ve dinci faşist cihat çağrıları yaparak Kırıkhan ilçe merkezini basmış, Alevi mahallelerine saldırarak devrimcilere ve Alevilere ait işyerlerini tahrip etmiştir. Bu saldırılarda bir çok insan hayatını kaybetmiş ve onlarca insan yaralanmıştır.
30 Mart 1972’de polis ve askerle gerçekleştirilen kontrgerilla operasyonu sonucunda Kızıldere Köyü’nde Mahir Çayan ve arkadaşları alçakca katledilmiş ve darbe düzeni kurumsal bir güç olarak ülkenin başına çöreklenmiştir.
16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi öğrencisi yedi genç güvenlik güçlerinin gözleri önünde kontra güçler tarafından katledilmiştir. Günler öncesinde katliam hazırlığı yapıldığı yönündeki istihbarata rağmen hiçbir önlem alınmamış, yapan belli, yaptıran belli olduğu halde katliamın üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bir türlü adalet yerini bulmamıştır.
12 Mart 1995 tarihinde İstanbul Gazi mahallesinde Aleviler hedef alınmış ve yapılan silahlı saldırılarda bir Alevi hayatını kaybetmiştir. Saldırıları protesto etmek için toplanan halkın üzerine ateş açılması sonucunda 22 kişi katledilmiş ve resmi kayıtlara göre 300 kişi yaralanmıştır. Gazi katliamı, aradan geçen 26 yıl geçmesine rağmen asıl failleri karanlıkta bırakılan bir dosya oldu. Katliam sonrası 20 polisten sadece 2 polis ceza aldı. Cezaları ertelenen polisler, tekrardan polisliğe devam etti ve katiller birer birer aklanmış oldu.
16 Mart 1988 tarihinde Kürtlere karşı tarihin en utanç verici insanlık suçlarından biri işlendi. Saddam rejimi tarafından Irak Federal Kürdistan Bölgesi Halepçe şehrinde kimyasal silahlarla Kürt halkı soykırıma tabi tutuldu ve 5 binden fazla çocuk, kadın ve erkek kimyasal silahlarla acımasızca katledilmiştir. Ne yazikki devrik diktatör ve arkadaşları Halepçe’de işledikleri soykırım suçundan dolayı yargılanmamışlardır.
Yine 12 Mart 2004 tarihinde Suriye rejimi tarafından Kürt halkına karşı Qamişlo’da (Kamışlı) bir katliam gerçekleştirdi. Kürtlerin devletin baskılarını protesto için yaptıkları gösteriye Suriye güvenlik güçlerinin saldırması sonucu 52 kişi yaşamını yitirmiş ve yaklaşık 200 kişi de yaralanmıştı.
Mart ayı katliam ayı olduğu kadar aynı zamanda büyük direnişlerin yaşandığı bir aydır. Koçgıri’de Kürtlerin kendini yönetme talepleri kanla bastırılsada, ardında Kürtlerin özgürlük mücadelesinde çığır açmıştır. 30 Mart 1972 tarihinde Kızıldere`de Mahir ve arkadaşları, Denizlerin idamını engellemek için tarihte eşine ender rastlanan bir direniş, bir dayanışma destanı yazıldılar. Onca katliama ve zulme rağmen 21 Mart 1982’de Diyarbakır Zindanı’nda teslimiyete ve işkenceye karşı Mazlum Doğan’ın yaktığı isyan ateşi bugün bir halkın özgürlük yürüyüşüne dönüştü. Anıları önünde saygı ile eğiliyoruz. Devrim için düşenler onurumuzdur.
Bugün 12 Mart ve 12 Eylül darbe düzeni AKP/MHP iktidarı ile devam ediyor. Muhalif basının kapatıldığı, barış isteyen akademisyenler ve siyasetçilerin tutuklandığı, Kürt Belediyelerine kayyum atanarak gasp edildiği, yargıyı, diyaneti, orduyu, polisi ve üniversiteleri emrine alan, camileri ideolojik araçları haline getiren, içerde katliamcı, dışarda işgalci bir siyaset yürüten, işsizlik, yoksulluk, savaş ve gericilik üreten faşist bir rejimle karşı karşıyayız.
Bu faşist rejimi tarihin kara sayfalarına gömmek için, darbecilerden hesap sormak sormak için, barış ve demeokrasinin kazanması için ve sosyalizim için ortak mücadele şart.
Bu duyarlılıkla devrim için düşenleri ve katledilen halkımızı saygı ile anıyoruz ve katil rejimleri lanetliyoruz.”

CATEGORIES
TAGS
Share This