Faşizme Karşı Yürütülen Destansı Mücadelenin Adıdır Reqa

Faşizme Karşı Yürütülen Destansı Mücadelenin Adıdır Reqa

Rojava ve Kuzey Suriye’de DAİŞ’e karşı yürütülen savaş 5’inci yılına girmek üzere. Bu beş yıl, onlarca hamle, yüzlerce özgürleştirilen mezra, köy ve şehrin kurtuluşuna tanık oldu. Şimdi ise YPG öncülüğündeki QSD güçleri, DAİŞ’e nihai darbeyi indirmek için Reqa’ya yürüyor.

Erem Kansoy-Reqa

Reqa DAİŞ’in başkenti… Hilafet burada ilan edildi. Dünyanın birçok kentinde gerçekleştirilen kanlı saldırılar burada planlandı. Kürt, Suriyeli ve dünyanın bir ucundan kalkıp buraya gelen enternasyonalist gençler, faşizmin merkezine yönelik başlattıkları hamle artık sonuna doğru geliyor.

Hayatta kalmak bile lüks

Bir ayı aşkındır Reqa’dayım. Cephede savaşçılarla birlikteyim. İnanılmaz, insanın kanını donduracak hikayeler var burada.

Reqa’dayım.  İnsan olarak hayatta kalmanın lüks olduğu kent.

Hemen yanı başımda 3 kardeşi, babası, ağabeyi şehit bir savaşçıyla konuşuyorum. Hikayesini anlatmaya başladığında, donup  kalıyorum. Onların intikamı için savaştığını söyleyip, yanımdan ayrılıyor.

Beş kardeşi DAİŞ çetelerince katledilmiş, yeni doğmuş yavrusunun başı kesildikten sonra, eşi tecavüze uğrayan başka bir savaşçı…

Üzerine benzin dökülüp ailesi yakılan genç bir delikanlı…

Saymakla bitmeyecek dehşet hikayesi var bu topraklarda.

İşte bu gençler insanlığa cehaleti dayatan DAİŞ faşizmine karşı savaşıyorlar.

Çölün ortasında baharı ve toprağı yürekleriyle savunuyorlar.

Verilen mücadeleyi destansı yapan bu gençlerden başka bir şey değil. Onlar özgürlüğe, insana, kadına düşman bir karanlıkla savaşıyorlar. Onun için Kuzey Suriye’de verilen mücadele bir insanlık mücadelesidir, bir onur ve vicdan savaşıdır.

Kimsenin buradaki gerçekliğe dil uzatmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.

50 derecede kent savaşı

Reqa… Artık savaşın son demlerindeyiz.

Şu an hava sıcaklığı 50 dereceyi gösteriyor.

Sisli, yağmurlu ve o kasvetli Londra’dan kalkıp buraya gelen ben, 50 dereceden size haberleri bildiriyorum.

Savaş cephesinde özgürlük için mücadele eden kadın ve erkekler nasıl savaşa hazırlanıyorlar? Ne yiyorlar? Nerede uyuyorlar? Günlük ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlar?

Kürt, Arap ve Enternasyonalist savaşçılar bir noktadan diğerine nasıl gidiyor? Savaşırken neler yapıyorlar?

Savaşın pek bilinmeyen, belki de merak edilmeyen ama görünmeyen yüzünü anlatmaya çalışacağım.

7 bin QSD’li cephede

Reqa hamlesi iki koldan başladı. Şehir merkezinde DAİŞ çetelerinin etrafını saracak şekilde QSD güçleri savaş  öncesi yapılan planlamaya uygun olarak artık hedefine ulaşmış durumda.

DAİŞ’in başkenti Reqa hamlesinde yaklaşık 7 bin QSD’li cephede yer alıyor. Cephede, New York’tan Roma’ya kadar dünyanın her yerinden savaşçılar bulunuyor. Kimisi 18’inde, kimisi 60’ında…

18 yaşın altında hiçbir genç cephede yer almıyor. QSD, Cenevre sözleşmelerine son derece dikkat ediyor. Yaşı 16-17 olan gençler savaşmak için geliyorlar, ancak hepsi geri gönderiliyor. Çok ısrarcı olanlar ise mevzilerden en az 20 km uzaktaki köylerde, ya karargahlarda tutuluyor.

Sıcak hava DAİŞ kadar zor

Savaş koordinasyon komutanlığı, savaşçıların gerekli besin ihtiyaçlarını karşılamak için ciddi çalışma yürütüyor. Sadece militanların günlük gıda ihtiyacını karşılamak için bir ordu insan bu işte yer alıyor.

Özellikle aşırı derecede sıcak hava koşullarında bu işi organize etmek DAİŞ’le savaşmak kadar zor.

Şu an 50 derecenin üzerindeki sıcak hava koşullarında en temel sorun birazcık soğuk su bulmak.

Mevzilere buz kalıpları taşınıyor

QSD güçleri buna çözüm olarak cephe dışında üretilen büyük buz kalıplarını mevzilere taşıyor… Ancak bu yetmiyor, çok yetersiz. DAiŞ’ten sonra buradaki en büyük düşman sıcaklar…

50 derece sıcaklıkta kent savaşı yürütmek dünyanın en zor işi olsa gerek.

Menüde ne var?

Günde 3 öğün yemek çıkıyor. Son 1 aydır menüde bulgur, pirinç pilavı ve küçük bir parça tavuk var. Bazen patates ve haşlanmış yumurta ile bir adet salatalık veriliyor. 4-5 günde bir ise domates ve biber var. 2-3 günde 1 kez ise kavun ve karpuz cepheye geldiğinde herkesin yüzü gülüyor.

Mermiden bile sıcak

Cephede mermiden çok su var, ama çok sıcak, mermiden bile sıcak…

Zaman zaman portakal suyu, gazoz ve meyveli içecekler de savaşçılara ulaşıyor fakat çok az…

Cepheden yaklaşık 10 kilometre ötedeki lojistik noktasında hazırlanan yemekler plastik kaplar içerisine yerleştiriliyor, ambalaj kağıtlarına sarılıyor ve kamyonlarla cepheye taşınıyor.

Cephe gerisinde belirlenmiş noktalara yemekler bırakılıyor. Buradan sonra artık savaşçılar yiyecek ve içeceklerini kendileri taşımak zorunda kalıyor.

Erzaklarını sırtlarında taşıyorlar

Daha ön cephedeki savaşçılar da araçlarla kendi noktalarına yiyecek ve içeceklerini taşıyorlar. En ön cephede, çatışma hatındaki savaşçılar ise erzaklarını sırtlarında taşımak zorundalar. Savaşçılar bazen yastık kılıflarından yaptıkları çantalarda, bazen kollarını doldurarak noktalarına götürüp arkadaşlarına ulaştırıyorlar.

Savaşçılar haftanın birkaç günü kendilerine ulaşan taze domates ve biberlerle kendi imkanlarıyla yemek yapıyorlar. Böyle günlerde daha büyük sofralar kurulur.

Cephede ekmek hiç eksik olmuyor. Her savaşçı için en az 2 günlük yetecek ekmek ulaştırılıyor…

Mermi yağmuru altında pilav

Hava bombardımanı, mermi yağmuru ve intihar saldırıları altında bir tas pilavın etrafında toplanmış savaşçıları görünce, bir kez daha bu savaşın ne kadar destansı olduğunu anlıyorum.

Şimdiye kadar kimseden ‘açım, sussuzum’ sözleri duymamak olağanüstüydü.

DAİŞ eskisi gibi değil

Reqa savaşı bir şehir savaşı. DAİŞ eskisi gibi değil, son dönemlerde gerilla taktiğiyle; vur kaç yöntemiyle savaşıyor. Öte yandan yoğun intihar saldırıları düzenliyor.

Adeta şehrin altında bir başka şehir inşa etmişler. Yüzlerce tünel; bir tünelden diğer tünele… O tünelden başka bir tünele… Bitmez, tükenmez tüneller…

Reqa, Dante’nin İlahi Komedya’sındaki cehennemine çok benziyor.

Kesrêt Efan köyü de kurtarıldı

Bu satırları kaleme alırken, Kesrêt Efan köyü de DAİŞ’ten temizlendi; doğu ile batı cephesinin birleşmesine sadece 2 kilometre kaldı. İki cephenin birleşmesiyle QSD, Fırat Nehri’nin her iki yakasında hakimiyet sağlanmış olacak. Böylelikle Reqa’nın 16 kilometre güneydoğusunda bulunan ve çetelere Fırat Nehri’nden en yakın olan Dehlê köyü alındığında da DAİŞ için çember oldukça daralacak.

Nokta nedir?

Şehir savaşları, nokta ele geçirme ve mahalle mahalle ilerleme hamleleriyle bilinir.

YPG-YPJ öncülüğünde yapılan operasyonlar ile DAİŞ’in konumlandığı noktaları ele geçiriyor; ya hemen yanında bir nokta oluşturuyor ya da DAİŞ’in noktasını kendi üsleri haline dönüştürüyorlar.

Peki savaşta nokta ne anlama geliyor?

Bildiğiniz ev veya dükkan ya da bir araba garajı, bazen de hayvan barınağı. Bir komutan için savaşçılarını ön cephede en güvenli şekilde barındırabileceği her yer bir nokta olabiliyor.

Noktalarda hem cephane hem de gıda malzemesi tutuluyor.

Noktalar, hem arkasındaki cephenin güvenliğini hem de önündeki cephenin saldırı anında desteğini sağlıyor.

Cephede uyku, çok lüks bir şey

Özellikle gün batımı ile çatışmalar ve DAİŞ çetelerinin saldırıları yoğunlaşıyor. Gündüz saatlerinde ise çetelerin intihar saldırıları söz konusu. Bundan ötürü hemen hemen herkes noktalarda tetikte bekliyor.

Peki savaşçılar nasıl dinleniyor?

Ağır ve sıcak hava koşullarında bazen 2-3 gün aralıksız çatışmalar yaşanıyor.

Savaşçılar kendi aralarında geliştirdikleri gruplaşma ve kolektif sistem ile az da olsa dinlenme fırsatı buluyorlar; genelde 8-10 kişiden oluşan noktalarda, 2-3 kişilik gruplar halinde savaşçılar değişerek uyku fırsatı buluyorlar. O da ancak birkaç saati aşmıyor. Sadece güzlerini dinlendiriyorlar. Cephede uyku, çok lüks bir şey… Onun için büyük bir irade savaşı yürütülüyor.

Temizlik çok önemli

Reqa cephesinde QSD savaşçılarının tamamı temizlik ve hijyene büyük önem gösteriyor. Başta YPG-YPJ savaşçıları olmak üzere tüm QSD’liler hem bulundukları noktaları hemde çevrelerini temiz tutuyorlar.

Savaşın izlerini taşıyan evlerin içine dahi kontrol amaçlı giren güçler buralardan da çöpleri çıkartıp imha ediyor…

Savaşın en ağır koşullarında dahi ahlaki değerinden hiçbir şekilde ödün vermeyen YPG-YPJ güçleri bu yönüyle de herkesin dikkatini çekiyor.

En büyük sorun ayakkabı

Savaşçıların en büyük sıkıntılardan biri de çorap ve ayakkabı. Sıcak hava, beton yıkıntılar, metal parçaları, taş toprak ile örtülü Reqa zemini ile ağır koşullarda savaşçıların ayakkabıları çok hızlı deforme oluyor.

Tek bir çift çorapla aylarca savaşmak zorunda kalabiliyorlar. En az 2-3 günde bir çoraplarını yıkayıp kurutuyorlar, fakat ayakkabıya çözüm maalesef bulunamıyor.

Ayakkabıları deforme olup parçalanan savaşçılar kimi zaman 4-5 hafta boyunca lojistiğin, belki bir ihtimal ayak numarasına uygun ayakkabı getirmesini bekliyorlar; çoğu zaman ise ayak numarası tutmuyor.

Terlikle savaşıyorlar

QSD güçlerinin bileşenleri olan yerel güçlerin savaşçıları ise terlikle savaşıyor, gelenekleri böyle… Ayakkabı giyeni çok az, ayaklarının açıkta olduğu terliklerle savaşıyorlar; taşın tozun toprağın içinde terlikleriyle koşuyor.

İlk Reqa’ya geldiğimde, ‘nasıl terlikle savaşabiliyorlar’ diye çok garipsemiştim. Ama şimdi anlıyorum, Reqa’da terlikle savaşılır. Reqalı Muhammed, terliğinin bağcığı koptuğu için üç hafta boyunca çıplak ayakla savaşmış…

Daha iyi anlıyorum bu savaşın neden destansı olduğunu…

Hepsi yürekleriyle savaşıyor

Şimdi asıl meseleye gelelim… Yok Amerika, tanklar, füzeler vermiş; yok koalisyon QSD’nin silahlarını baştan sona yenilemiş…

Aslında cephede savaşanların bu tür haberlere, yorumlara ne ayıracak vakitleri var, ne de itibar ediyorlar. Onlar topraklarını savunuyorlar.

Bir aydır en ön cepheden Reqa’nı köylerine kadar dolaştım; bu insanlar yürekleriyle savaşıyor.

Evet, Amerikan savaş uçakları 14 km öteden Reqa şehir merkezine saldırılar düzenliyor, zaman zaman bombardıman yapıyor. Ancak yalınayak, terlikleriyle savaşan gençleri gördükten sonra, ‘Amerika destekli QSD’ söylemi bir Amerikan rüyasından öte bir anlamı yok!

M16 tutukluk yapıyor

Savaşçılar sınırlı sayıda mermi ve mühimmat ile savaşıyor, öyle ki, bazen her çeteye tek kurşun sıkmak durumunda kalıyor QSD’liler. Hepsinin elinde keleş var. Amerika’nın iki günde tutukluk yapan M16’sını zaten kullanılmıyor.

Burada, Reqa cephesinde öyle düşündüğünüz gibi son model silahlar bilgisayarlı roketler yok; keleştir, BKC, B-7’dir QSD’lilerin omuzundaki taşıdıkları.

Yaralılar hastaneler taşınıyor

Savaşın acı yüzü, yüzlerce gazi, yüzlerce şehit… Yaralılar önce Reqa’nın Semra bölgesinde bulanan ilk yardım noktasına araçlarla getiriliyor. Burada ilk müdaheleler yapılıyor, durumu ağır olanlar Heseke ya da Qamişlo’daki hastanelere sevk ediliyor.

QSD savaşçıları Rojava’da, Reqa’da DAİŞ’in şahdamarını kesti. DAİŞ artık ölüm sürecinde. Onun kanı ağır ağır bedeninden çekiliyor.

 

CATEGORIES
TAGS
Share This