Ulusal Öğretmenler Sendikası (NUT) Konferansından notlar

Ulusal Öğretmenler Sendikası (NUT) Konferansından notlar

oktay sahbaz

Bu hafta sizler ile 3-7 Nisan arasında, yaklaşık 5000 delegenin katıldığı ve İngiltere’nin Leeds, Harrogate bölgesinde yapılan NUT konferansından bahsedeceğim. Bizzat katıldığım NUT’nin yıllık konferansında öne çıkan tartışmaları sizinle paylaşmak istedim. Yaklaşık 350 bin üyesi ile, hem İngiltere’nin hem de Avrupa’nın en büyük öğretmen sendikası olan NUT’nin bu seneki konferansında 4 yaş öğrenciler için Temel Seviye Belirleme sınavı, eğitim bütçesi, öğretmenlerin iş yükü ve artan ırkçı ve göçmen karşıtı uygulamaların eğitime yansıması öne çıkan başlıklar oldu. Konferansta ayrıca geçen günlerde Yalova Valisi Selim Cebiroğlu’nun incelemelerde bulunmak için gittiği Termal Fen Lisesi’nde, dershanede kıyafetlerini beğenmediği için azarlayarak sınıftan kovduğu ve daha sonra hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz’de unutulmadı.

NUT konferansında en çok tartışılan konu hiç şüphesiz 7 Mayıs’taki genel seçimler sonrası eğitim bütçesinin ne olacağı oldu. Genel seçimlere yaklaşırken gerek İşçi Parti’si, gerekse de Muhafazakar Parti’nin okul bütçeleri hakkında kaçamak cevap vermeleri öğretmenleri kaygılandırıyor. Muhafazakarların okul bütçesinden %12, İşçi Parti’nin ise %10 kadar gerçek anlamda kesinti yapması bekleniyor. Konferansa katılan delegeler bu kesintilerin sonucunda bir çok okulun başta öğretmen kesintisi olmak üzere, araç ve gereç, yardımcı öğretmen, danışmanlık gibi bir çok servisin kesilmeyle karşı karşıya olacağını dile getirdiler. Bu konuyu uzun bir sure tartışan delegeler yeni hükümetin okul bütçesine enflasyona göre artış belirlemediği takdirde 2015’in ilk döneminden itibaren grev kararı alacaklarını söylediler.

Konferansta en çok tartışılan diğer bir tartışma ise 4 yaşında , yani Reception sınıfına giden, öğrenciler için 2016 yılından itibaren hayata geçirilecek Temel Seviye Belirleme sınavı oldu. İlkokul yeni müfredatı altında hayata geçecek bu uygulama aslında öğrencilerin bir çok bilgiyi yaratıcı, deney ve tecrübe ederek öğrenmesi yerine sınava dayalı bir eğitim anlayışı ile öğretmeyi dayatıyor. Ayrıca daha 4 yaşını doldurmayan çocukların sınav stresi ile tanışmalarını sağlayacak. Bu uygulamayla okulu sevmeyen, okuldan korkan, zevk almayan, öğrenmeyi sadece kağıt üzerinde yapılan bir aktivite olarak gören nesiller yetiştirilecek. Bu konuyu oldukça dikkate alan delegeler yapılan oylamada %100 oy ile bu sınavları boykot edeceklerini ve bunların uygulanmaması için gerek okullarda gerekse de toplumda aileleri bilgilendireceklerini söylediler.

Tartışmaların en güçlü bir şekilde geçtiği diğer bir konuda öğretmenlerin iş gücünün konuşulduğu gündem oldu. Öğretmenlerin çalışma koşullarının değinildiği gündemde bir ilkokul öğretmenin yaklaşık 50-55 saat, ortaokul öğretmenin ise her hafta yaklaşık 60 saat çalıştığına değinildi. Bunun gerek Eğitim Bakanlığı gerekse de sendika araştırmaları ile defalarca kanıtlanmasına rağmen hiç bir önlemin alınmadığı söylenildi. Haftada sadece 35 saat için ücret alan öğretmenlerin bu koşullarda hem aileleri hem de kendi sağlıklarını ihmal ettikleri bir çok delege tarafından dile getirildi. Bu sorunlardan dolayı her hafta ortalama 3500 öğretmenin mesleği bıraktığı ve böyle devam etmesi durumunda, çok yakında, İngiltere’de bir öğretmen krizi yaşanacağı söylenildi. Bu konuda delegeler hükümetin öğretmenlere ve mesleğe daha saygılı olmaları gerektiğini, performansa göre ücret uygulamasının kaldırılması gerektiğini, sağlıklı bir iş gücü programı belirlenmesi ve hazırlık için öğretmenlere ek süre tanınması gerektiğini belirten bir önergeyi onayladılar. Bu önerge ayrıca uygulamaların yerine gelmemesi halinde grev ve uzun süre iş bırakma gibi eylemliklerin yapılacağını kapsadı.

Konferansın 4 gününde ırkçılık, göçmenlerin günah keçisi edilmesi ve islamafobi başlıklı önerge en çok tartışılan önerge oldu. Konuşma yapan delegeler hükümetin okullarda yürürlüğe girecek Prevent uygulaması ile beraber öğretmenlerden deyim yerindeyse ‘casusluk’ yapmalarını istediklerini belirttiler. Bu konuda söz alan delegeler özellikle son günlerde ırkçı söylemlerin okullara yansıdığını ve başta Müslüman olmak üzere bir çok göçmen çocuğun hükümet ve müfettişler tarafından ‘potansiyel terörist’ gibi görüldüğünü söylediler. Müfettişler öğretmenlerden öğrencileri ile dini konular üzerinden hiç bir sohbet etmemelerini söyleyip, dini söylemlerde bulunan her öğrencinin okul yönetimlerine veya yetkililere bir an önce şikayet edilmesi gerektiği söylerken, konferansa katılan delegeler onayladıkları önerge ile öğrencileri üzerinde ‘casusluk’ yapmayacaklarını söylediler. Bir çok delege öğretmen bu uygulamanın bugün Müslüman çocuklara yarın ise oturum izni olmayan çocuklara yapılacağını belirttiler. Konferansa katılan öğretmenler onayladıkları önerge ile yukarıda belirtilenlerin yanında, okullarında, semtlerinde ve yaşadıkları her yerde ırkçılığa, göçmen karşıtı ve islamafobik uygulamalara karşı mücadele etme kararını onayladılar. Bunun yanında ırkçılığa, göçmen karşıtlığı ve islamafobik saldırılarda bunlara karşı faaliyet yürüten Unite Against Fascism (UAF) gibi kurumlar ile daha yakından çalışma kararı aldılar.

Konferansın yine 4. gününde Türkiye, Yalova’da hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz unutulmadı. Bu konuda verdiğim acil önerge ile sendika başkanı Phillipa Harvey konferansa yaptığı açıklamada “Öğretmen Halil Serkan Öz’e yapılan bu uygulamayı ve Yalova valisini kınıyoruz. Kardes sendikamız Eğitim Sen’in aldığı boykot ve grev kararını destekliyor Halil Serkan Öz’ün ölümünden sorumlu olan Yalova valisi hakkında gereken yasal işlemin bir an önce yapılmasını istiyoruz”, dedi. Açıklama konferansa katılan delegeler tarafından büyük destek görürken yine bir çok delege sosyal medya aracılığıyla destek mesajlarını yolladılar.

Bu konferans gösterdi ki önümüzdeki seçimleri kim kazanırsa kazansın çocuklarımızın eğitimi, sağlık ve diğer kamu alanları gibi tehlikede olacak. Hiç bir ana parti, genel seçimler öncesi, bu uygulamalara karşı çıkmazken bunlara karşı mücadelenin öğretmen, öğrenci ve aileler ile birlikte şart olduğu gerçeğini gözler önüne çıkardı. Önümüzdeki dönem hepimizin çocuklarımızın eğitimine sahip çıkması için bir şeyler yapması gerekiyor- bence herkes kendini bunun için hazırlasın!

CATEGORIES
Share This